Modern Türkiye’de asker-sivil ilişkisi, genelde sorunlu olagelmiştir; özellikle askerin sivil cenaha duyduğu güvensizlik ve ayrıca kendisini cumhuriyetin değerlerinin bekçisi addetmesi ile bu gerilimli ilişki zaman zaman darbelerle noktalanmıştır. “Başarılı” darbelerin yanı sıra çeşitli darbe girişimleri yapılmıştır. Böyle bir girişim en son bu yılın Temmuz ayında yaşanmış, başarısız olmasına rağmen de ülkeye epeyce hasar vermiştir. Seçilmiş hükümeti yerinden etme bakımından “başarılı” darbeler 1960, 1971, 1980 ve son olarak da 1997’de gerçekleşmiştir. Ancak 28 Şubat postmodern darbe olarak nitelendirilen bu girişim, diğerlerinden oldukça farklı seyretmiş ve sonuçlar doğurmuştur. Daha öncekilerden farklı olarak konvansiyonel yöntemlere başvurulmamış, çağın koşullarından faydalanılarak geniş destek sağlanmıştır. Çeşitli kurumların yanı sıra medyayı kitleleri ikna etmek, darbe koşullarını hazırlamak, makbul olan ile olmayan arasında ayırım yapmak gibi amaçlar için kullanılmış ve ciddi bir başarı sağlanmıştır. Türkiye’de böyle bir darbe yaşanırken, Batılı devletler bunu bir darbe olarak algılamak istememiş, daha ziyade haddini aşan İslamcı bir hükümetin doğru yola getirilmesi şeklinde yorumlanmıştır
The relationship between the army and civil government has usually been problematic in modern Turkey. The army has considered as the guardian of the values of the republic and thus not trusted civil governments, which led to coups several times in Turkey. Next to “successful” coups, Turkey has also experienced many coup attempts; one such attempt was in July this year causing severe damages in the country. Attempts resulting in coup d’états were in 1960, 1971, 1980 and 1997, all of which resulted in overthrowing the elected government. However, the postmodern coup of28 February 1997 was different in terms of how it proceeded and resulted. It did not turn to conventional methods, but provided wide support using the means of its time. It made use of the media to convince people, prepare conditions for the coup, differentiate between the approved and menacing politicians and gained much success by doing so. While Turkey was going through a coup, Western states did not consider it a coup, but preferred to interpret it as putting the İslamists into the right way
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 84 |