Fikir akımlarının ortaya çıkıp, geliştikleri coğrafî konjonktürden bağımsız bir rota çizmeleri ve çıkış koşullarından bağımsız şekillenmeleri sosyal bilimlerde çok sık rastlanan bir durum değildir. Bahsedilen akım, liberalizm gibi küresel kabûl görmüş ve belli birtakım ana temaları olan bir düşünce olsa dahi, siyasî düşünceler konjonktürel olarak bulundukları coğrafyada yeniden anlam kazanmakta ve yeniden üretilmektedirler. Liberalizmin Türkiye serüvenine baktığımızda ise, başka alternatif ekoller bulunmakla birlikte, devletin geçmiş yıllarda yapmış olduğu dine yönelik baskı ve psikolojik şiddet politikalarının etkisinde kalan, bu uygulamaları yakından gözlemleyen ve kendilerinin “liberal” bir eğilim geliştirdiğini savunan ciddî bir kesimin olduğu kabûl gören bir gerçektir. Bahsedilen dindar liberallerin bir kısmı liberalizmi daha kapsamlı özümseyerek, bütüncül bir özgürlük anlayışı sergilemekte, hatırı sayılır bir çoğunlukta olan diğer kısmı ise, “kendine Müslüman” bir tavır sergileyerek, liberalizmi indirgemeci bir yaklaşımla kendi gereksinim duyduğu özgürlük olanlarından ibaret saymakta ve Türkiye’nin konservatif liberal ironisini düşün dünyasına armağan etmektedir. İkinci grupta yer alan konservatif liberallerin duyarsız kalmakta ısrar ettiği özgürlük alanlarının başında ise, cinsiyet eşitliği ve cinsel özgürlükler gelmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 70 |