Ülkemizde 27 Mayıs 2013 günü Taksim Gezi Parkı’nda başlayan toplumsal olaylarla ilgili çok şey yazılıp çok şey söylendi. Ben de bu süreci kendi perspektifimden yorumlamak üzere bu yazıyı kaleme alıyorum. Yazımda ilk olarak etnik, dinî, kültürel, ideolojik ve yaşam biçimi tercihinden kaynaklı farklılıkların barış içinde bir arada var olabilmesi için siyasi ve sosyal hoşgörü ilkesinin ve bununla ilişkili olarak devletin tarafsızlığının önemine işaret edeceğim. İkinci olarak, Ak Parti’nin 2002 yılında iktidara gelmesinden bu yana ortaya koyduğu icraatları bu perspektiften değerlendireceğim. Bu değerlendirmemde siyasi hoşgörü ve çoğulculuk açısından Ak Parti’nin kabaca 2002-2011 döneminde başarılı, 2011’den günümüze olan dönemde ise zayıf olmak üzere iki farklı performans gösterdiğini belirteceğim. Üçüncü olarak, Gezi Parkı olayları özelinde tartışmamı sürdüreceğim. Son olarak, toplumsal barışın tesis edilebilmesi için bundan sonra başta Ak Parti iktidarı olmak üzere özgürlükçü kesimlerin ne yapması gerektiği hakkındaki fikirlerimi belirterek yazımı tamamlayacağım
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 71 |