“Japonya’yı bir kılıcın yarattığını söylerler. Eski tanrıların, bir mercan kılıcı okyanusa batırdıklarını ve çıkardıklarında dört mükemmel damlanın denize düştüğünü ve bu damlaların Japonya’nın adalarını oluşturduğunu söylerler.”1 Japon tarihini bir döneme kadar anlamamıza yardımcı olacak bu satırlar Japonya için kutsal sayılan Japon kılıçları (nihontö) 2 konusunda da merak uyandıracak bir niteliğe sahiptir. Aslında bu merak Budist ve Şinto geleneğinden beslenen Japon mitolojisiyle alâkalıdır. Mitolojiye göre Japon kılıçları asla kırılmaz ve yenilmezlerdi, ayrıca, yeryüzünde kesemeyecekleri hiçbir şey mevcut değildi. Mitolojiyi bir kenara bırakıp gerçeğe döndüğümüzde ise, bu coğrafyada M.S. 650’lerden gelen bir kılıç geleneğinin var olduğu görmemiz mümkündür. Bu yüzden Japon tarihini asla kılıçlardan soyutlanmış olarak düşünemeyiz. Öte yandan, Japonya’da kılıç kutsal bir nesne olarak algılanmış sosyal, ekonomik ve kültürel hayat bu nesnenin gelişiminde başrolü üstlenmiştir. Kapalı ve değişime mesafeli bir geleneğe sahip olan Japonya uzun yüzyıllar kılıçlarını mükemmelleştirmekle yetinmiş, bu süreçte kusursuz kılıç üretmek için gereken teknik ve teorik bilgiyi yüzyıllarca ötesine iletebilmişlerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 60 |