Din özgürlüğü açısından, Türkiye’nin durumunu anlamakta “zulümde eşitlik” kavramı anahtar bir öneme sahiptir. Bizde ‘haklarda eşitlik’ yoktur; ‘zulümde eşitlik’ vardır. İki gündür beyaz, Müslüman ve Sünnî şeklinde kimlik tanımlamaları yapılıyor. Devletin kafasındaki Sünnî tanımının sadece Cuma namazı kılan arada rakı içen ve eşi açık giyinen şeklinde olduğunu düşünüyorum. Resmî tahayyülün sınırları dışına çıkan herkes “devletlu” zihniyet açısından bir tehdittir. Tehdit olarak görüldüğü için onlar, eşit derecede zulümle karşılaşırlar. Devletin hepimizi zulümde eşit kıldığını maalesef kavrayamamakta, bizde yaratılan körlük hâlini maalesef içselleştirmiş bulunmaktayız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 55 |