Modern çağda devletler neredeyse kutsandıkları, heryerde hazır ve nazır oldukları ve ellerinde muazzam bir güç biriktirdikleri için olsa gerek, çoğunlukla devlet hep var olmuş ve hep var olacak bir örgütlenme biçimi/güç olarak sorgusuzca benimsenir. Bu yüzden tartışmalar ya da fikir yürütmeler “devletin gerekli veya ahlâkî olduğu kabulü elde var bir”den başlar ve “devletin nasıl bir örgütlenme olması gerektiği” üzerine yürütülür. Oysa devletin nasıl bir örgütlenme olması gerektiği sorusu ikincil düzeyde bir sorudur ve ancak “devlet gerekli midir” veya “devlet ahlâken meşru mudur” gibi birincil düzeydeki soruşturmanın şu ya da bu doğrultuda cevaplanması üzerine yükselebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Sayı: 48 |