The new ways of committing crimes, which have changed with technology, have also changed the modalities of preventing and investigating crimes. All these changes are based on the exponential increase of sharing personal data. For this reason; it is important to keep up-to-date the provisions of legislation that deal with the procedures of prevention and investigation of crimes. It is seen that these updates are generally done in a way that serves both prevention and investigation crimes and protecting personal data. Reforms introduced in the European Union legislation regarding the protection of personal data in recent years also consider a similar balance. In this context, many regulations of Directive 2016/680, which deals with the protection of personal data in the prevention and investigation of crime, aim to protect personal data as well as to carry out seamless procedures in this regard. Even in many regulations, this concern is at a level that goes beyond the purpose of protecting personal data. In Türkiye, on the other hand, uncertainties regarding data protection in this field still exist. It is clear that the Law on the Protection of Personal Data, which came into force in 2016, did not meet the expectations in this regard. It is seen that there are not even basic rules regarding the protection of personal data processed by law enforcement officers, public prosecutors and courts in the procedures of prevention and investigation of crimes. In our study, uncertainties and contradictions in this area have been underlined, and some amendments to the Law on the Protection of Personal Data have been proposed.
Protection of personal data data protection in judiciary and law enforcement Personal data protection law
Teknoloji ile birlikte değişen yeni suç işleme yöntemleri, suçun önlenmesi ve aydınlatılmasına ilişkin yöntemleri de değiştirmiştir. Esasında tüm bu değişimlerin temelinde, kişisel verilerin paylaşımının öngörülemeyen bir boyuta ulaşması yatmaktadır. Bu nedenle; suçun önlenmesi ve aydınlatılmasına ilişkin süreçleri ele alan mevzuat hükümlerinin güncel tutulması önem arz etmektedir. Söz konusu güncellemelerin genel itibariyle; hem suçun önlenmesi ve aydınlatılması hem de kişisel verilerin korunması amacına hizmet edecek şekilde yapıldığı görülmektedir. Avrupa Birliği mevzuatında kişisel verilerin korunmasına yönelik son yıllarda gerçekleştirilen reformlar da benzer dengeyi öngörmektedir. Bu bağlamda suçun önlenmesi ve aydınlatılması süreçlerinde kişisel verilerin korunmasını ele alan 2016/680 sayılı Direktif’in pek çok düzenlemesi de kişisel verileri korumayı amaçladığı kadar söz konusu süreçlerin sorunsuz bir şekilde yürütülmesi kaygısını gütmektedir. Hatta bir çok düzenlemede bu kaygı, kişisel verilerin korunması amacının önüne geçecek düzeydedir. Türkiye’de ise söz konusu alana ilişkin belirsizlikler halen devam etmektedir. 2016 yılında yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun beklentilere cevap vermediği açıktır. Bu bağlamda; kolluk görevlilerinin, Cumhuriyet savcısının ve mahkemelerin suçun önlenmesi ve aydınlatılmasına yönelik süreçlerde işledikleri kişisel verilerin korunmasına ilişkin temel kuralların dahi bulunmadığı görülmektedir. Çalışmamızda, bu alana ilişkin belirsizlikler ve çelişkiler ortaya konulmaya çalışılmış, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na yönelik bazı değişiklikler dikkate sunulmuştur.
Kişisel verilerin korunması yargı ve kolluk süreçlerinde verilerin korunması Kişisel verilerin korunması kanunu
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 26 |