Elinizdeki metinde, ülkemiz akademisyenleri tarafından henüz yeterince incelenmeyen ve ihmal edilen, genelde eğlencelik ve vakit geçirme aracı olarak görülen polisiye türünü sosyolojik olarak değerlendirmeye çalışacağız. Pek çok ülkede milyonlarca insan tarafından okunan ve çok satan bir edebiyat türü olan polisiyenin tarihsel kökenlerini kısaca değerlendirdikten sonra edebiyatta bir tür olarak polisiye roman, bugünkü modern uygarlığa dair sosyolojik bir eleştiri getirebilir mi sorusunu soracağız. Bu soruyu sorduğumuzda, bir yandan modernitenin yasa koyucu, düzenleyici ve disipline edici özelliğini değerlendirirken öte yandan tür olarak polisiyenin ortaya çıkışının sosyolojik kontekstini araştıracağız. Suç ve suçlu hakkındaki polisiye romanlar insan varlığını, tamamen düzene ve kurala uyan rasyonel, mantıklı varlıklar olarak görmezler. Onları “varoluş geriliminde” ve suça meyilli varlıklar olarak ele alırlar. Romanın asıl kahramanı dedektif ise suçlunun anti-tezidir. Polisiye türünün insanı bu ele alma tarzını Eric Voegelin, Siegfried Kracauer ve Sören Kierkegaard’ın düşüncelerinden hareketle felsefi bir tez olan “varoluş gerilimi” kontekstinde değerlendireceğiz. Ayrıca dedektifin, modern rasyonel uygarlığın ve yasanın olumlayıcısı olup olmadığı fikrini tartışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 5 Sayı: 1 |
İletişim / Correspondence
Telefon/Phone: +90 216 280 34 81
Faks/Fax: : +90 216 280 34 95
Adres/Address: Medeniyet Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Güney Yerleşkesi B-Blok
Dumlupınar Mah. D-100 Yan Yol Kadıköy, İstanbul, Türkiye