Dünyada artan rekabet, işletmeleri ayakta kalma ve büyüme yolunda yeni süreç ve yöntemler aramaya itmiştir. Bu arayışın son yıllardaki en geçerli ifadesi “marka”dır. İşletmeler yoğun rekabetin yaşandığı hızla gelişen ve değişen iş yaşamında sürekliliği sağlamak ve korumak için ürünlerini markalayarak satmak zorundadırlar. Markalaşma; işletmelere, hedefledikleri pazar payına ulaşabilme ve uzun süreli rekabet yeteneğine sahip olmada ciddi avantajlar sağlayabilmektedir. Bunun yanı sıra markalar bir ülkenin zenginlik kaynağıdır. Günümüz ekonomik koşullarında gerçek ekonomik hayata daha yakın olan tekelci rekabet ancak markalar ile sağlanabilmektedir. edilmiş, Her ne kadar markalı ürünler markası az bilinen çok ucuza satılan ürünlerle fiyat rekabetinde zorlanıyor olsalar da, uzun vadede kaliteli üretimin bu rekabetten üstün çıkacağı gerçeği bir kez daha anlaşılmıştır
Increasing competition in the world overstrains organizations to search new processes and methods in order to survive and to grow up. “Brand” is the most effective expression of this search. Firms have to sell their products by branding so as to provide and to protect continuity in alternating and improving business world shaped with consistent competition. Branding can provide firms advantage of long-term competitive strength and can help them in achieving projected market share. Furthermore brands are country's source of wealth. In present economic conditions, monopolistic competition which is more close to real economic life is obtained by only brands
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 12 Sayı: 24 |