Bu makale, Romanya'nın 1990’ların başından Avrupa Birliği’ne (AB) katılım tarihi olan 2007’ye kadar olan dönemdeki durumunu derinlemesine analiz ederek AB’nin rolünü ve etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. AB'nin bu ülkenin iç dönüşüm sürecine dahil olması, komünist rejimde çocukların içinde bulunduğu vahim durum nedeniyle çocuk haklarına atfedilen önem düşünüldüğünde oldukça anlamlıdır. Çocuk hakları, Romanya'nın katılım sürecine kadar AB müktesebatına uyum açısından kritik bir faktör olarak görülmemiştir. Bu makale, Avrupa ve uluslararası düzeyde çocuk hakları konusunda Romanya hakkında kapsamlı bir literatür taramasına dayanmaktadır. Makalenin argümanı, Romanya'nın katılım şablonunu takiben, çocuk hakları alanındaki siyasi koşulluluğun, AB’ye gelecekteki katılım süreçleri açısından – özellikle de Türkiye açısından- bir referans olabileceği, bunun da fonlama, eşleştirme programları, saha çalışmaları aracılığıyla gerçekleşebileceği, ancak bunun yapılmadığı yönündedir. Makalenin vardığı sonuç ise, AB’nin adaylık sürecinde Türkiye’de çocuk hakları alanında ulusal bir değişim yaratması için iki müzakere faslının – Sosyal Politika ve İstihdam (Fasıl 19) ve Yargı ve Temel Haklar (Fasıl 23) – açılması gerektiğidir; zira bu iki fasıl, çocuk korumanın iyileştirilmesiyle doğrudan bağlantılıdır.
This article aims to investigate the role and impact of the European Union (EU) by deeply analyzing the situation of Romania in the period between early 1990s to 2007, the date of its accession to the EU. The involvement of the EU in this country’s domestic transformation process was significant considering the place that was accorded to child rights due to the dire situation children faced under the communist regime. Child rights did not rank as a critical factor of harmonization with the EU acquis until the Romanian accession process. The article is based on a comprehensive literature review about Romania on child rights at the European and international levels. The argument of this article is that, following Romanian accession template, political conditionality in the child rights area could have become a referential for future accession processes to the EU, especially for Turkey, through pre-accession mechanisms such as funding, twinning programmes, field studies, etc. but that this did not happen. The article concludes that for the EU to generate domestic change in Turkey’s child rights area under the candidacy period, it is a must that two negotiation chapters namely, Chapter 19, Social Policy and Employment and Chapter 23, Judiciary and Fundamental Rights, are opened as they are directly linked with the improvement of child protection.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Avrupa ve Bölge Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |