İşlenme eserler, mevcut bir fikir ve sanat ürününden faydalanılarak meydana getirilen, fakat tamamıyla asıl eserden bağımsız olmayan, ancak işleyenin de hususiyetini taşıyan fikir ve sanat ürünleridir. Güzel sanat eserleri ancak başka bir güzel sanat eseri haline getirilerek işlenebilir. Mevcut bir eseri işleyen şahsın eser sahipliği hakkının konusu sadece kendi yaratıcı faaliyetidir. İşlenme sonucu ortaya çıkan eser, hem asıl eser sahibinin, hem de işleyenin yaratıcı zihinsel faaliyetlerine dayanır. Dolayısıyla, bu eser çoğaltıldığı, yayınlandığı veya gösterime sokulduğu takdirde, her ikisinin fikrî hakkı da kendini gösterir. Neticede, işlenme eserin değerlendirilmesi söz konusu olduğunda, hem orijinalin, hem de işlenme eserin yaratıcılarının rızalarının alınması gerekir. İşlenme esere ilişkin mâlî hakların kullanılması, işlenme eser, orijinal eserden devraldığı elemanlar olmadan gerçekleşmeyeceğinden, aynı zamanda, orijinalin işlenmiş şekliyle değerlendirilmesi demektir. Bir fikri ürünün işlenme eser sayılması için asıl eser sahibinin izni gerekli değildir; "yaratma gerçeği" ilkesi paralelinde sahibinin hususiyetini taşıyan her işlenme, oluşturulduğu anda (kendiliğinden) işlenme eser niteliğine sahip olur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ocak 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 1 Sayı: 2 |