Cerime is a fine taken from people who committed certain crimes in the Ottoman Empire. Unlike the previous Islamic states the Ottoman State has greatly expanded the scope of fines. This system was implemented by the Ottoman Empire in a period of approximately 500 years. The amount of fines for which crimes was determined by the kanunnames published by the sultans. Cerime was taken by managers with executive authority, called ehli orf. In many Islamic states, fines have not been found appropriate on the grounds that they coluld be abused. In order to prevent the abuse of these punishments and to prevent the rulers from illegally obtaining cerime, the Ottoman system of law and administration imposed a requirement that the Qadi and the Naib condemn the person accused in this regard. This condition, which was brought to prevent the corruption of the system, has been violeted by both Qadi and the Regent and Ehli orf. Cerime has been turned into a means of gain by being distorted from its purpose by the administration and the judiciary. The sultans, who knew this weakness of the Cerime application, tried to prevent it by publishing Adaletname. Historical documents show that the sultans could not achieve these goals. Kadi Registers, Muhimme Defters, Şikayet Defters and Eyalet Ahkam Defters are full of examples of complaints on this subject. The The people who suffer the most from the cerime application are the Reaya who live in villages far from the center. The Qadi and Naibs were the persons who responsible for providing the law and protecting the Reaya against the rulers who committed unlawfulness. The corruption of the justice system and the fact that it is intertwined with administrators with executive authority have left the victims unprotected.
Cerime, Osmanlı Devleti’nde belli suçları işleyen kişilerden alınan bir para cezasıdır. Osmanlı Devleti kendisinden önceki İslam devletlerinden farklı olarak para cezalarının kapsamını oldukça genişletmiştir. Yaklaşık 500 yıllık bir zaman diliminde bu sistem Osmanlı Devleti tarafından uygulanmıştır. Hangi suçlardan ne kadar para cezası alınacağı padişahlar tarafından yayımlanan kanunnamelerle belirlenmiştir. Cerime, ehli örf olarak isimlendirilen icra yetkisine sahip yöneticiler tarafından alınmıştır. Bir çok İslam devletinde para cezaları suiistimal edilebileceği gerekçesiyle uygun bulunmamıştır. Osmanlı hukuk ve idare sistemi bu cezaların suiistimal edilmesini önlemek ve idarecilerin hukuksuz bir şekilde cerime almasının önüne geçmek için kadı ve naiplerin bu konuda şuçlanan şahsı mahkum etmesi şartını getirmiştir. Sistemin yozlaşmasını önlemek için getirilen bu şart gerek kadı ve naipler ve gerekse ehli örf tarafından ihlal edilmiştir. Cerime, idare ve yargı tarafından amacından saptırılarak bir kazanç kapısına dönüştürülmüştür. Cerime uygulamasının bu zayıf yönünü bilen sultanlar Adaletnameler yayımlayarak bunun önüne geçmeye çalışmışlardır. Tarihi belgeler sultanların bu amaçlarına ulaşamadıklarını göstermektedir. Kadı sicilleri, Muhimme Defterleri, Şikayet Defterleri ve Eyalet Ahkam Defteri bu konudaki şikayet örnekleriyle doludur. Cerime uygulamasının en çok mağdur ettiği insanlar merkezden uzak köylerde yaşayan reayadır. Reayayı, hukuksuzluk yapan yöneticilere karşı koruyacak olan ve adaleti sağlamakla görevli olan kadı ve naiplerdir. Adalet sisteminin yozlaşması ve icra yetkisine sahip idarecilerle içli dışlı olması mağdur kesimleri korumasız bırakmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL, BEŞERİ VE İDARİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir