Türkçe ile Arapça, köken ve yapı bakımından akrabalık ve benzerlik göstermeyen farklı diller olmalarına rağmen dünya üzerinde birbiriyle etkileşimleri en yoğun olan diller arasındadırlar. Bu etkileşimin gerçekleşmesinde, din faktörü başta olmak üzere siyasî, iktisadî ve coğrafî gibi kültürel öğelerin aktarımında son derece önemli konumda bulunan hususlar önemli rol oynamıştır.
XV. yüzyıldan sonra Osmanlı İmparatorluğu fetihlerle beraber birçok Arap coğrafyasını kendi egemenliğine almış ve yüzyıllarca bu bölgelerde hüküm sürmüştür. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce başlayan Osmanlı hâkimiyetindeki Arap bölgelerinin kaybedilişi Birinci Dünya Savaşı’yla zirve yapmış ve Osmanlı bu dönemde Arapların çoğunluk olarak yaşadığı bütün bölgeleri kaybetmiştir. Anadolu’nun sınırları içerisinde kalan ve belli bölgelerde yaşayan Araplar ise kültürel öğelerinin çoğunu günümüze kadar muhafaza etmişlerdir.
Bu çalışmada Muş’ta yaşayan Arapların anadilleri olan Arapçanın yanında anadil seviyesinde hâkim oldukları ikinci bir dil olan Türkçenin zenginliklerinden Arapça konuşurlarken ne şekilde faydalandıkları ele alınacaktır. Çalışmada bölge Arapçasında bulunan Türkçeye ait bazı söz varlıkları ve Türkçe kodların Arapça cümleler içinde kullanımları örnekler verilerek açıklanacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | FİLOLOJİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Mart 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 15 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir