Türkiye’de yaşayan milyonlarca Suriyelinin geleceği konusunda tartışmalar devam etmekte, zaman geçtikçe geri dönüş ihtimalleri azalmakta, kalıcı olma ihtimalleri ise giderek daha fazla güçlenmektedir. Bu çalışmada Türkiye’nin en kalabalık Suriyeli nüfusuna sahip il ve ilçesi olan, İstanbul Küçükçekmece’de yaşayan Suriyeli mültecilerin sosyal, kültürel ve ekonomik entegrasyonları konu edinmiştir. Çalışmanın neticesinde ulaşılan dikkate değer en önemli sonuç, Suriyeli mülteciler ile Türkler arasında olan tarihsel, coğrafi ve kültürel ortak bağların mültecilerin Türkiye’de kalıcı olma ve yaşama isteklerini arttıran, entegre olmalarını kolaylaştıran faktörler arasında yer alması ancak bütün bu ortaklıklara rağmen Türkler ile Suriyeli mülteciler arasındaki sosyal mesafenin giderek artmakta olduğu, mültecilerin istenilmeyen yabancılar olarak algılanma durumlarının da sosyal yaşamda giderek daha fazla görünür olmaya başladığıdır. Suriyeli mültecilerin Türk toplumuna kültürel ve ekonomik açıdan entegre olma durumlarını kolaylaştıran mekanizmalar ile sosyal entegrasyonda karşılaşmamıştır.
There’s an ongoing ambivalance about the future of Syrian refugees in Turkey as well as their legal status, and the projections on their return keeps weakening day by day. This study tackles the social, cultural and economic integration of Syrian refugees living in the Küçükçekmece province of Istanbul, which host the highest population of Syrians in Turkey. According to the findings, while the historical, geographical and cultural bounds between Syrian refugees and Turks enable the cultural and economic integration of Syrian refugees, the social distance between the Syrian refugees and the Turks, along with the alienation of refugees is an obstacle in front of their social integration. This situation is conceptualised as non-interactive integration and the possible consequences are discussed. Küçükçekmece is one of the districts that host the highest number of Syrian refugees in Istanbul. Drawing on the theoretical framework of social, cultural and economic integration, the data obtained is expected to reveal this gap between the discourse and reality, demonstrating how the Syrian refugees experience the “hospitality” and “harmony” in the 9th year of the crisis and contribute to the research on the integration of Syrian refugees in Turkey by taking a detailed picture of their recent status.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 4 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 6 Sayı: 1 |