Yeşil devrim olarak adlandırılan ve 20. yüzyılın ikinci yarısında gündeme gelen tarımda hibrit tohum, suni kimyasal gübreler, tarım zehirleri ve aşırı fosil yakıt kullanımına dayanan endüstriyel tarım–gıda sistemi, bir yandan çiftçileri ve tüketicileri sosyal, ekonomik, kültürel açıdan olumsuz etkilerken diğer yandan doğada ve insan sağlığı üzerinde geri dönüşü zor tahribatlara neden oluyor. Kapitalist tarım–gıda sistemi çiftçileri ve tüketicileri doğaya, üretim süreçlerine, ürüne ve birbirlerine yabancılaştırmaktadır. Söz konusu bu yabancılaşmanın aşılabilmesi, yabancılaşmayı doğuran sistemin de aşılmasını gerektirmekle birlikte mevcut sistem içinde de çeşitli alternatifler gündeme gelmektedir. Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de sayıları hızlıca artan ve kendi içlerinde de çeşitlilik gösteren gıda grupları da bu alternatifler arasında yer alıyor.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 5 |