Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

KANAVİÇE NAKIŞLARINDA GÖRÜLEN GEYİK MİTİ

Yıl 2021, Cilt: 5 Sayı: 1, 100 - 116, 28.06.2021

Öz

Geyik, eski çağlardan bu yana pek çok kültürde üzerine kutsallık yüklenmiş bir hayvandır. Türk kültür hayatında da önemli bir yer tutan geyik, kutsal bir hayvan olarak kabul edilmiştir. Bozkurt gibi bazı Türk boylarının sembolü olmuştur. Bozkır kültüründe geyik; ana tanrıça, yaradılış, doğum, ölüm, üreme ve koruyucu ruh’ın sembolü yani yaşamın kaynağı olarak kabul edilmiştir.

Anadolu’da çeyiz kültürünün önemli bir parçası olan kanaviçe işlemelerinde de geyik figürü sıklıkla kullanılmıştır. Araştırmanın konusu, ana teması geyik olan kanaviçe desenlerinin tespit edilerek sembolik anlamının araştırılması olarak belirlenmiştir. Çalışmada 26 adet ana teması geyik olan kanaviçe nakışına ulaşılmıştır. Ulaşılan kanaviçe nakışlarında geyik-ağaç ve kuş genellikle birlikte stilize edilmiştir.

Sonuç olarak; binlerce yıl önce üretilmiş bilgi ve deneyimleri içinde gizleyen mitolojiler temel öğelerinden fazla kayıplar vermeden günümüze kadar gelmişlerdir. Bunda kutsallığın ve son derece önemli bilgileri içeriyor olmalarının önemi büyüktür. Mitolojik efsaneler ve hikayeler karmaşık gibi görünse de sembolik şifreler ile bize dün yaşamış insanlar hakkında pek çok bilgi sunmaktadır. Anadolu kadını kültürel aktarımla gelen geyik mitini kanaviçe nakışlarına taşımıştır. Bu nakışları bebek yastıklarında bebeği için, karyola takımlarında kendisi ve soyun devamını sağlamada manevi araç olarak görmüştür. Duvar halılarında işlenen geyik figürü haneyi kötü ruhlardan korumuştur. Bu nedenle Anadolu’da halen sevilen ve saygı duyulan bir hayvan olan geyik Türk Mitolojisinde incelemeye değer önemli bir semboldür.

Kaynakça

  • 1. Altun, Gülizar.,(2004). “Konya Meram İlçesi Karadiğin Kasabasında Kanaviçe İşlemeler”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 11, s.56.
  • 2. Anonim,(1971). “Kanaviçe”, Meydan Larousse, C. 6, İstanbul.
  • 3. Alp, K, Özlem,. (2009). ‘Orta Asya’dan Anadolu’ya Kültürel Sembollere Giriş’, Eflatun Yayınevi.
  • 4. Arseven, C. Esad. (1985). ‘Sanat Ansiklopedisi. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, Cilt2.
  • 5. Atnur, Gülhan.(2005). “Kozı Körpeş ile Bayan Sulu Destanında Geyik Motifi”. TEAD, 213-222.
  • 6. Ateş, Mehmet.,(2002). ‘Mitolojiler ve Semboller Ana Tanrıça ve Doğurganlık’, Milenyum Yayınları.
  • 7. Aytaş, Gıyasettin. (1999). “Türk Kültür ve Edebiyatında Geyik Motifi ve Haza Destan-ı Geyik”. Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi Kış, S 11, 161-170.
  • 8. Aytaş, G. (1999). ‘Türk Kültür ve Edebiyatında Geyik Motifi’, Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, Kış, S.12, s.1.
  • 9. Barışta, H. Örcün. (1997). ‘Türk İşlemelerinden Teknikler.’ Ankara: Gazi Üniversitesi Mesleki Yaygın Eğitim Fakültesi Yayın No:2.
  • 10. Bars, Mehmet E., (2014). ‘’Türk Kültüründe Ağaç Kültü ve Şor Kahramanlık Destanlarına Yansımaları’’, The Journal Of Acedemic Social Science Studies, S. 27, Erzurum,2014, s. 385
Toplam 10 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Bölüm Makaleler
Yazarlar

Sema Özhan

Yayımlanma Tarihi 28 Haziran 2021
Gönderilme Tarihi 15 Mart 2021
Yayımlandığı Sayı Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 1

Kaynak Göster

APA Özhan, S. (2021). KANAVİÇE NAKIŞLARINDA GÖRÜLEN GEYİK MİTİ. Milli Kültür Araştırmaları Dergisi, 5(1), 100-116.

MİLLİ KÜLTÜR ARAŞTIRMALARI DERGİSİ OLARAK TÜRK BİRLİĞİ KONGRELERİNE DESTEĞİMİZ SÜRMEKTEDİR. 



22-24 Aralık tarihlerinde Akdeniz'in İncisi Alanya'da gerçekleşen "V. Uluslararası Akdeniz Bilimsel Araştırmalar Kongresi"  dergimiz MİKAD ve Alanya Belediyesi'nin işbirliği ile gerçekleşmiştir. MİKAD olarak Türk bilim dünyasına katkı sunmaya devam etmekten onur duymaktayız.

















DERGİMİZİN TÜRK DÜNYASINA AKADEMİK BAKIŞI


Milli Kültür Araştırmaları Dergisi akademik yayın hayatı, "Turan Kurultayı" sonuçları ile paralel yöndedir ve bu hedefler doğrultusunda yayın yapmaktadır. 

Sonuç bildirgesi ana teması: Köklere inemezseniz göklere yükselemezsiniz..

Hedefi: 21. Yüzyıl Türk Asrı Olacaktır…

Macaristan’ın Başkenti Budapeşte yakınlarında Bugac’ta düzenlenen TURAN KURULTAYI’nda Türk soyundan gelen Macar, Azeri, Avar, Başkurt, Bulgar, Balkar, Buryat, Çuvaş, Gagavuz, Kabardino, Karaçay, Karakalpak, Kazak, Kırgız,Kumuk, Moğol, Nogay, Oğuz, Özbek, Tatar, Tuva, Türkmen, Uygur ve Yakut boyları bir araya gelerek aşağıdaki kararları almıştır…

1) Ümitlerimizi yeşerten Türk Devletler Teşkilatı’nın kurulması memnuniyetle karşılanmıştır.

2) Bütün dünyaya adından bahsettiren Türk Devletler Teşkilatı daha aktif hâle getirilmelidir.

3) Bu bağlamda Türk Devletler Teşkilatının ikinci ve üçüncü halkaları mutlaka kurulmalıdır.

4) Teşkilatın kurulacak ikinci ve üçüncü halkalarında, “Türk Devletler Teşkilatında biz neden yokuz” diyen pek çok devlet gibi, Balkanlar’dan Moğolistan’a, Uyguristan’dan-Kore’ye kadar bütün akraba toplulukları yer almalıdır.

5) Bunun dışında; Özellikle Balkan Türkleri olmak üzere, Kamboçya’dan-Sri Lanka Türklerine, Pakistan ve Himalaya’daki Türklerden, Girit Türklerine, Libya’da ki Türklerden-Irak’taki Türkmenelindeki Türklere, Romanya Türklerinden-Kırım’a, Nijer’de yaşayan Tuaregler’den-Doğu Afrika’da ve Ortadoğu’da yaşayan Osmanlı Türkü’nün torunlarına, Sibirya’dan Kafkaslara, Tacikistan’a kadar hiçbir oba ve aşiretleri dışarıda bırakmadan temsilci alınması zarûrî olmuştur.

6) İşte öyle bir yapıya büründürülecek Türk Devletler Teşkilatı’nın önemli çalışması hâline gelen TURAN KURULTAYI için teklifimiz; bundan böyle dönüşümlü olarak her iki yılda bir diğer Türk Cumhuriyetlerinin birinde, olimpiyat oyunlarıyla, ekonomik ve kültürel oturumlarıyla kısaca her yönüyle icrâ edilmelidir.

7) Bugün Türk Devletler Teşkilâtının kurulması gibi; Turan Birliğini kurma mücâdelesi için, tam 100 yıl önce şehit düştüğü 4 Ağustos 1922’ye kadar, işgaldeki Türk Devletlerini kurtararak TURAN bayrağı altında biraraya getirmek isteyen Enver Paşa unutulmamalıdır. Anıtı dikilmeli, hayatı ve mücadelesi film yapılarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.

8)Türk Devletler Teşkilatının bünyesinde ortak ordu, ortak pazar ve ortak parlamento kurulmalı ve üçer aylık dönemlerde Macaristan Parlamentosunda toplanarak yapılan çalışmalar gözden geçirmelidir.

10) Yine TDT bünyesinde Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Türk Dünyası Araştırmalar Enstitüsü,Türk Dünyası Akademisyenler Birliği, Türk Dünyası Tarım Birliği (hayvancılık dahil), Tür Dünyası Sağlık Teşkilatı ve Türk Dünyası Arama Kurtarma (TÜDAK) kurulmalıdır.

11) Türk Dünyası Ekomomik Formu iki yılda bir Türk Dünyasının kalbi konumundaki Aşkabat’ta yapılmalıdır.

12) Türk Dünyası Bilim Olimpiyatları iki yılda bir Özbekistan’da icra edilmelidir.

13) Türk Dünyası Uzay Araştımaları Enstitüsü kurularak Kazakistan’da her yıl toplanmalıdır.

14) Türk Teknofest Festivali her yıl Türkiye’de yapılmalıdır.

15)Türk Dünyası Yüksek Öğrenim Kurumu kurulmalı, Türk Dünyasındaki üniversitelerin denkliği için üniversitelerde ıslah çalışmaları yapılmalıdır.

16) Türk Dünyası Hekimler Birliği Kurularak her yıl Azerbaycan’da biraraya gelmelidir.

17) Türk Dünyası Bilim Ödülleri düzenlenmeli ve iki yılda bir yapılan Turan Kurultayında sahiplerine takdim edilmelidir.

18) Türk Dünyası Film Festivali ve Türk Dünyası Erovizyon Müzik yarışmaları dönüşümlü olarak Kırgızistan’da birer yıl arayla yapılarak dereceye girenlere ödülleri verilmelidir.

19) Merkezi İstanbul’da olan Türk Dünyası Belediyeler Birliği “iş birliği-güç birliği” kapsamında genişletilerek, en küçük belediyelere kadar bütün Türk Dünyasını kapsayacak şekilde dizayn edilmelidir.

20) Türk Dünyası Kültür, sanat, edebiyat çalıştayları yapılarak Türk Dünyasının ortak değerleri, özellikle Dede Korkut, Nasrettin Hoca, Atilla, Timur, Uluğ Bey, Ali Kuşçu gibi önemli şahsiyetler anlatılmalıdır.

21) “Tarihini bilmeyen milletlerin coğrafyasını başkaları çizer” düsturuyla, Türk Dünyası ortak tarihi yeniden yazılmalıdır. Bunun İçin “Millî Tatihçiler Şurâsı” âcilen kurulmalıdır.

22) Başta Doğu Türkistan olmak üzere Musul-Kerkük, Kıbrıs, Kırım, Batı Trakya gibi Türk Bölgelerinin statüleri uluslararası platformlarda sürekli dile getirilerek, layık oldukları konuma gelene kadar dünya gündeminde kalmaları sağlanmalıdır.

Bütün dünya bilmelidir ki, 21. Yüzyıl Türk Asrı Olacaktır.

Turan Kurultayı Bilim Kurulu


TURAN KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ..
Budapeşte, 13.08.2022