İnsanın dünyayı tanımasında, bir birey olarak biçimlenmesinde ve edindiği birikimle içine doğduğu dünyaya katkı sağlamasında, eğitimin rolü tartışılmaz bir gerçektir. Kaldı ki, bütün uygar uluslarda, eğitim; ilerlemenin, kalkınmanın ve yaşanabilir yeni bir dünya yaratmanın önemli dinamiklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu önemine dayalı olarak, bugün “uygar” kelimesiyle tanımladığımız batılı ulusların, sanayi, teknoloji faaliyetlerinden çok önce eğitim ve öğretim faaliyetlerini düzenledikleri ve hayata geçirdikleri de bilinmektedir. Bu bağlamda, tüm dünyada, çağdaşlaşma, modernleşme ya da aydınlanma dediğimiz bütün düzenlemelerin arka planında öncelikle eğitim-öğretime yönelik iyileştirmelerinin olduğu görülmektedir. Sabahattin Ali’de Anadolu coğrafyasının farklı iklimlerinde yaşamış bir yazar olarak, özellikle hikâyelerinde memleketin çözülmesi gereken en önemli problemi olarak gördüğü “eğitim” üzerinde durmakla kalmaz, bilginin yeniden üretilmesi, değerlendirilmesi ve üretilen yeni bilgiyle yeni bir dünya/insan oluşturulması noktasındaki çabalarıyla dikkati çeker. Sabahattin Ali, hem Osmanlı ve Cumhuriyet dönemini hem de Cumhuriyet sonrasında batı uygarlığını yerinde tanıma fırsatı bulduğu için, bir taraftan yaşadığı/yurt tuttuğu coğrafyanın bir taraftan da batı dünyasının; kültür, edebiyat, eğitim sistemi ve medeniyetini yakından kavramış, karşılaştırma yapmak imkânını bulmuştur. Bu makalede de, 1930’lu yıllarda Türk hikâyeciliğine gerçekçi bir soluk getiren Sabahattin Ali’nin, eğitimle ilgili problemlere nasıl yaklaştığı ve bu problemleri nasıl ifade ettiği ortaya konulmaya çalışacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Modern Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 10 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |