Roman türü Osmanlı İmparatorluğu’nda yaygınlaşmaya başladığında, Ahmet Midhat Efendi gibi pek çok yazar bu türün toplum için elzem olduğunu vurguladı. Bu yazarlar ayrıca tıp gibi “edebî olmayan” söylemlerden faydalanarak edebiyat için yeni bir değerler sistemi oluşturdu. Onların tıp ile etkileşimini ana hatlarıyla gösterebilmek için Ahmet Midhat Efendi’nin ve Fatma Aliye’nin ortak çalışması Hayal ve Hakikat (1891) eserinin yakın okumasını yapacağım. Makalem, Hayal ve Hakikat’teki “Histeri” kısmını tahlil edecek ve bu kısmı on dokuzuncu yüzyılda yazılmış eleştiri yazıları ile tıp kitaplarını inceleyerek tarihî bir bağlama oturtacaktır. Böylece, eserin yazıldığı dönemde yaşayan bazı yazarların tıbbı ve/veya fenni edebiyatın ulaşması gereken ideal olarak tasvir ettiğini vurgulayacak ve bu tasvirlerin şiir ve roman gibi türler hakkındaki değer yargılarını şekillendirdiğini savunacaktır. Bu yazarlar, yeni edebiyatın “cid- diliğini” ön plana çıkarmak adına divan şiirini bir kadına veya hastaya benzetirler. Makalem, romanın şifa kaynağı olarak algılanabildiği bir dönemin bilim tarihi ve edebiyat tarihi arasındaki kesişimleri göstere- cektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Karşılaştırmalı Dil Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |