Kaynağını semavî dinlerden alan önce Tevrat, sonra İncil ve daha sonra da Kur’an-ı Kerim’de “hikâyelerin en güzeli” biçimiyle zikredilen Yûsuf ve Züleyhâ hikâyesi, tarihin ilk dönemlerinden başlayıp daha sonra yazılı ve sözlü kültür geleneğinin içerisinde yaşayarak günümüze kadar ulaşan ve bütün dünya toplumlarının ilgi gösterip yaşatmaya devam ettirdiği dinî kaynaklı hikâyelerden biridir. Yûsuf ve Züleyhâ hikâyesi, batı toplumlarına Tevrat ve İncil üzerinden değişik mesajlar verirken doğu toplumlarına ise Kur’an kaynaklı sabır, kardeşlik, evlat sevgisi, adalet, haram-helal, ihanet, doğruluk, dünyevî aşk… gibi kavramlar üzerinden mesajlar vermiştir. Yûsuf ve Züleyhâ hikâyesi, sadece İslâm medeniyeti içerisindeki Türkler tarafından değil, Arap ve Fars kavimleri tarafından da beğenilerek birçok kez yazılmıştır. İslâm medeniyeti kültür dairesi içerisinde en fazla Yûsuf ve Züleyha kıssası yazan milletlerden birisi de Türklerdir. Söz konusu çalışmamızda, yurt dışından temin ettiğimiz, müellifi belli olmayan Eski Anadolu Türkçesinin imla, ses ve şekil özeliklerini gösteren Yûsuf ve Züleyha hikâyesi üzerinde durulacaktır.
Yûsuf Hikâyesi Yûsuf ve Züleyhâ Hikâyesi Kıssa-yı Yusuf Eski Anadolu Türkçesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeni Türk Dili (Eski Anadolu, Osmanlı, Türkiye Türkçesi) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |