Birbirleriyle kurulmuş en uzun birlikteliğin yol arkadaşları olarak anabileceğimiz iki kavramdan biri göç diğeri hafıza olarak sayılabilir. Hafıza, yıkım ve savaşın arasından; göç edilen yerden konaklanan yere en çok götürülendir. Mübadele sonucu Türkiye’ye gelen mübadillerle ilgili genel kanaat Türklüklerinden mütevellit kültürel bağlarından dolayı Türkiye Türklerine kolay eklemlendikleri ve tarihi birikimin kaçınılmaz çıkarımı olarak Türkiye Türkleriyle bağ kurdukları ve belleklerinin de bu doğrultuda şekillendiğidir. Ancak özellikle Girit üzerinde yapılacak mütalaa, Girit’in çok özel sosyo-kültürel ve tarihi bir süreğin içinde olduğunu görmeden ele alınamaz. Girit Türklerinin daha ziyade Yunanca konuşuyor olmalarından, Girit’in ada özellikleri taşımasına; Girit Müslümanlığına eklemlenmiş Latin kültüründen, Bektaşiliğin ada üzerindeki etkisine birçok özgül özellik Girit özelinde barınmaktadır. Bu girizgâh çalışmasında hedeflenen öncül çıkarım Girit Türklerinin, Türkiye Cumhuriyeti anakarasına Türklüğün kültürel belleğinden ziyade Girit’te inşa olunmuş toplumsal belleklerini taşıdıkları; kendi aralarındaki mukavemeti tarihi bir çıkarım sonucu Türklük kültürü üzerinden değil, Giritlilik üzerinden “kendi grupsal belleklerini”, başka bir ifadeyle toplumsal bellekleri üzerinden sağladığıdır. Bellek türleriyle ilgili geniş bir kavramsal tartışmadan sonra Girit örneği üzerine eğilinecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeni Türk Dili (Eski Anadolu, Osmanlı, Türkiye Türkçesi) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 8 Sayı: 1 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |