Osmanlı Devleti’nde 17. yüzyılda başlayan Batılılaşma süreci, 19. yüzyılda büyük bir ivme kazanmış, mimarlık alanında
da yepyeni biçim ve üsluplar ortaya çıkarmıştır. İstanbul’da küçük ölçekli yapıların yerini çok kısa bir süre içinde anıtsal
ölçülerde yapılar almaya başlamıştır. 1789 yılında gerçekleşen Sanayi Devrimi, Avrupa’da köklü değişimlere yol açmış,
sanayileşmeyle birlikte köyden kentlere başlayan göç, konut yapımını görülmedik ölçüde arttırmış; teknolojik yenilikler
19. yüzyıl insanının geçmişiyle bağlarından kopmasına, geleneklerine yabancılaşmasına neden olmuştu. Artan yapıların
ve fabrikaların yok ettiği doğal güzellikler, mimarları ümitsizliğe sürüklemiş ve geçmişe sığınmaya itmiştir. Romantisizm
ya da Historisizm olarak adlandırılan bu dönem, Avrupa mimarlığını kendine örnek alan Osmanlı mimarlığının yapacağı
tercihleri de ister istemez bu çerçevede biçimlendirmiştir. Sultan II. Mahmud’un emriyle Mimar Seyyid Abdülhalim Efendi
tarafından 1834-1841 yılları arasında yaptırılan eski Çırağan Sarayı’nın üslubunda da “geçmişe öykünme” anlayışının etkileri
görülür. Tanzimat Sarayı olarak da adlandırılan Dolmabahçe Sarayı ise klasik Osmanlı saray mimarlığından kopuşu,
eski Çırağan Sarayı’ndan bir adım daha öteye taşımıştır. Bu çalışmanın amacı, Osmanlı toplumunun siyasal tarihinin analizini
yapmaktan ziyade sanatsal biçimlerin oluşumunda toplumsal olay ya da değişimlerin katkılarını değerlendirmektir.
Anahtar kelimeler: Topkapı Sarayı, Osmanlı, Saray Mimarlığı, Sultan II. Mahmud, Toplumsal Dinamikler, Seyyid
Abdülhalim Efendi, Çırağan Sarayı, Boğaziçi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimarlık |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 19 |