1972 yılında Minoru Yamasaki’nin Pruitt-Igoe toplu konutları dinamitle ortadan kaldırıldığında başka bir sürecin fitili de ateşlenmiştir. Adına ‘Postmodern’ denilen bu süreç, 1960’lardan sonra büyük bir ivme kazanan kentleşmeyle birlikte gelmiştir. Hatırlanmalı ki kentleşme, Modern Dönemi de tetikleyen önemli bir etken olmuştur. Fakat burada metropolleşen, hatta birbirine yakın şehirlerin bütünleşerek megalopolisleri oluşturduğu kentlerden söz edilmektedir. Postmodern kentlerde geçmişin yaşatılma olasılığı, eklektik bir anlayışla gerçeğe dönüştürülmektedir. Postmodernde kent, Modernizmde olduğu gibi, bütünsel bir makine olarak ele alınmamakta, hatta bütünseli parçalayacak şekilde her türlü tanımlı ve baskıcı hayat önerisinden uzak, estetik hedef ve ilkelere göre zamandışı bir anlayışla biçimlendirilmektedir. Kişiselliğe ve yerel seslerin duyulmasına önem veren çoğulcu yapıdaki Postmodern, geçmişten veya farklı kültürlerden aldığı unsurları kolajlayarak binaları ya da meydanları çeşitlendirmektedir. Bu kolaj yapı yalnızca mimaride değil aynı zamanda sosyo-ekonomik yaşantı ve sanatta da izlenmektedir. Postmodern sanatta, köklerden çok yüzeylere, derinlikli çalışmalardan çok kolaj ve montaja, işlenmiş yüzeylerden çok üst üste getirilmiş alıntı imgelere, ayakları üzerinde duran kültürel nesneden çok çökmüş bir zaman ve mekan duygusuna bağlılık gelişmiştir. Kısaca, Modern Dönem, öze ulaşma çabası sonucunda formu saf renk ve biçime indirgerken Postmodern, gerçekte bir özün hiç varolmadığı gerçeğini kabul etmiş ve sanatın bir form işi olduğu fikrini tümden reddetmiştir
When Pruitt-Igoe public housing of Minoru Yamasaki was eliminated with dynamite fuse in 1972, it also fired another process. This process is called postmodern, and it came with urbanization which accelerated largely in the 1960s. It should be remembered that urbanization has been an important factor in triggering the Modern Era - urbanization in the scale of unification of neighbouring cities to form megapolises. Possibility of experiencing the past in Postmodern cities is converted into reality with an eclectic approach. City in postmodern, as well as in Modernism, is not considered as a holistic machine -or even away from any kind of defined and oppressive way of life proposals which disintegrates holistic- it is shaped with a timeless approach according to aesthetic objectives and principles. Postmodern, which has pluralist structure and emphasis on individuality and local voices to be heard, diversifies buildings or squares by making a collage with the elements of the past or different cultures. This collage structure is not only observed in architecture but also the socio-economic life and art at the same time. In postmodern art, commitment to roots rather than the surface, collage and installation rather than in-depth studies, superimposed quoted images rather than processed surfaces, and decadent sense of time and space rather than the cultural object standing on its feet has evolved. In short, while
the Modern Period is reducing form to pure color and shape as a result of an attempt to reach the
essence, postmodern accepts the fact that in reality an essence never exists and unequivocally
rejected the idea that art is the work of form.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 9 |