nomüzikoloji disiplini içinde ses ve soundscape kavramları genellikle tını, bir müzik türünün karakteristik özellikleri, belli bir bölgeyi ya da toplumu tanımlayan müzikler gibi anlamlar ifade ederek kullanılagelmiştir. Oysa analitik perspektiflerini Soundscape Okulu’yla doğrudan ilişki içinde geliştiren etnomüzikologlar, sesleri (müzikleri, dili, sessizlikleri, çevresel sesleri ve gürültüleri) bir bütünün ilişki içindeki parçaları olarak görür ve sessel pratikleri bu ilişkisellik içinde inceler. Sesin merkeze alındığı bu çalışmalar etnomüzikoloji içinde müzik kavramının sınırları ve sorunları ile ilgili yeni bir tartışmanın doğmasına da öncülük etmiştir. Bu makalede etnomüzikolojinin soundscape çalışmalarına ilgisinin nasıl başladığı ve ana hatlarıyla nasıl geliştiği özetlenmekte ve müzik kavramıyla ilgili bir tartışma önerisi sunulmaktadır
Ethnomusicologists generally use the concepts of sound and soundscape referring to timbre, the sonic characteristics of a specific music genre, or the musical characteristics of a region or society. However, ethnomusicologists who draw their analytical perspectives from the Soundscape School investigate the sounds (musics, languages, silences, environmental sounds and noises) as related parts of a whole, and analyze the sonic practices in terms of these relations. These works have lead to a further discussion in ethnomusicology on the limits and problems of music as a concept. This paper aims to briefly trace the history of the relationship of ethnomusicology to soundscape studies and raises questions about the boundaries of music concept
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 17 |