Mahkemeleri içinde barındıran adliyeler, Adalet Bakanlığı’nın hizmet götürdüğü taşra adalet yönetimi birimleridir. Üniversitelerin, hastanelerin, cezaevlerinin bütçesi ve bir yönetim yapısı mevcut iken adliyelerin kanun ile belirlenmiş bir yönetim yapısı ve mahkemelerin özerk bir bütçesi bulunmamaktadır. Adalet Bakanlığı’nca çıkarılan genelgelerle adliyelerde idari ve mali işlerin yürütülmesi görevi, ceza davasının davacısı konumundaki Cumhuriyet başsavcılığına verilmiştir. Bu da, Anayasa’da bağımsız ve teminatlı oldukları belirtilen, her hal ve şartta tarafsız karar vermeleri beklenen yargıçların, adliyelerde yasal temelden yoksun ve öznel uygulamalara maruz kalmalarına yol açarak bağımsızlık ve tarafsızlık görünümlerinin aşınması sonucunu doğurmuş, mahkemeler Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde bir birim, yargıçlar da Cumhuriyet başsavcılığında çalışan bir görevli olarak algılanır olmuştur. Oysaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mahkemelerin bağımsız görünmeleri gerekliliğini de yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının bir unsuru olarak ortaya koymuştur. Ancak ülkemizdeki, evrensel uygulamalara uygun düşmeyen, yargıçları dışlayan adliye yönetim sistemi, yargıçların bireysel, mahkemelerin de kurumsal olarak bağımsız ve tarafsız görünümlerinin önünde engeldir.
Yargı bağımsızlığı yargının tarafsızlığı yargıç Cumhuriyet başsavcılığı adliye yönetimi
Yargı bağımsızlığı yargının tarafsızlığı yargıç Cumhuriyet başsavcılığı adliye yönetimi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 17 |