Tarım ve sanayi ilişkisi her dönem tartışmalı ve karmaşık bir ilişki olmuştur. Bu karmaşanın temel sebeplerinden biri tarım faaliyetinin
arkaik bir faaliyet olarak tanımlanmasından ileri gelmektedir. Özellikle
Aydınlanma Çağı ile birlikte başlayan ve Sanayi Devrimi ile devam
eden yeni insan arayışı bu algıyı oluşturmada büyük rol oynamıştır.
Tarım, feodal dönemi temsil eden bir yapı olarak ilerlemenin engeli
olarak kabul edilmiştir. Oysaki tarım, avcılık ile toplayıcılıktan sonra
toplumsal işbölümünün önemli bir unsuru olarak ortaya çıkmıştır ve
dönüştürücü rolü yadsınamamaktadır. Yaşam alanlarının kurgulanması, zamanın tarımsal faaliyetlerine göre düzenlenmesi gibi fonksiyonel
unsurların yanında tarımın “artı değer” olarak tanımladığımız önemli
bir katkısı vardır ki bu belki de dünya tarihini altüst edebilen en temel
katkılardandır. Bu nedenle, tarımı “arkaik” olarak tarif edip göz ardı
etmek ekonomik, siyasal ve toplumsal bir tarihi yok saymak olarak kabul edilebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Kitap İncelemeleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 19-20 |