Vladimir İlyiç Lenin, 1920'lerde Karadeniz'in kuzeyinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ni kurmaya çalışırken, “sosyalizm muhasebedir” sloganıyla yola çıktı. Lenin, sosyalist rejimi kurmak için çift girişli defter tutma yönteminden yararlandı. Bunu kullanırken, borç-alacak ilişkisinin muhasebe sistemini yürütmek için ortaya çıkan ve Rusya'da oldukça gelişmiş olan çift girişli defter tutma yöntemi yerine, borçları hesaplamak veya rejime daha uygun bir muhasebe sistemi için gerekli olan zamana sahip değildi ya da çaba sarf etmedi. Sosyalist düzenin uygulandığı dönem boyunca, çift girişli defter tutma yöntemi kendini yeniledi ve ihtiyaçları karşılayabilecek şekilde değişti. Ünlü muhasebe tarihçisi Yaroslav Sokolov'un yazdığı kitaplarda, sosyalizmin çift girişli defter tutma yönteminden yararlanma serüvenini takip etmek mümkündür. Bu macera ilginç gelişmeler ve aramalarla doludur.
Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra, genç bir Osmanlı Generali olan ve Batı Avrupa kültürüyle birlikte büyüyen Mustafa Kemal, bu yıllarda Karadeniz'in güneyinde laik düzen çerçevesinde Batı Avrupa ülkelerinin egemen standartlarını izleyerek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak için mücadele etti. Karşılaştığı zorluklar Lenin'in yaptıklarından farklıydı. Mustafa Kemal, Türk toplumunu İslami altyapıdan modern Batı Avrupa ülkelerinin sosyal yapısına taşımayı amaçladı. Karma ekonomideki birçok eski alışkanlığı değiştirmeye kararlıydı. Bu alışkanlıklardan biri, yüzyıllardır Ortadoğu'da İslami kurallar çerçevesinde uygulanan vergi sistemi idi. Bunun zorluğu, muhasebe kayıtlarının o zamana kadar Orta Doğu'da vergilendirilmemesiydi. Yapılan reformdan sonra çift girişli defter tutma yöntemine göre tutulan muhasebe defterleri üzerinden vergiler alındığından, Cumhuriyetin kurucuları muhasebe birimini vergi Kanunu olan Maliye Bakanlığı'na bağlamak zorunda kaldılar. Böylece, muhasebe alanı vergilendirmeye dayalı olarak gelişmek zorunda kaldı. Bununla birlikte, çift girişli defter tutma yöntemi Ticaret Hukuku kapsamında disiplin altına alınmıştır. Cumhuriyetin kurucuları, 20. yüzyıl boyunca muhasebe birimini vergi hukukuna bağlamaya devam etmiş ve Türk muhasebe düşüncesi vergilendirme ve vergi denetimi çerçevesinde gelişmek zorunda kalmıştır.
Özetlemek gerekirse, 1920'lerde Karadeniz'in kuzeyinde ve güneyinde kurulan her iki devletin de farklı muhasebe uygulamalarına sahip olduğu ve muhasebe tarihinde yeterli inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Muhasebe Tarihi Sosyalist Rusya’da Muhasebe Türkiye Cumhuriyeti’nde Vergi Hukuku Çerçevesinde Muhasebenin Gelişimi.
When Vladimir Ilyich Lenin was trying to find the Union of Soviet Socialist Republics in the north of the Black Sea in the 1920s, he headed out with the slogan of ‘Socialism is accounting’. Lenin benefited from the double-entry bookkeeping method to find the socialist regime. While utilizing it, he did not either have time or made an effort to calculate debts or search for an accounting order that was more appropriate for the regime instead of the double-entry bookkeeping method that emerged to carry out the accounting system of debt-receivable relationship and was highly developed in Russia. Throughout the period in which the socialist order was implemented, the double-entry bookkeeping method renewed itself and changed in a way that it could meet the needs. In the books written by the famous accounting historian Yaroslav Sokolov, it is possible to follow socialism’s adventure of benefiting from the double-entry bookkeeping method. This adventure is full of interesting developments and searches.
After the Ottoman Empire collapsed, Mustafa Kemal who was a young Ottoman General and grew up with the Western European culture struggled to establish the Republic of Turkey following the ruling standards of the Western European countries within the framework of secular order in the south of the Black Sea these years. The difficulties he faced were different from those Lenin did. Mustafa Kemal intended to move Turkish society from the Islamic infrastructure to a social structure of modern Western European countries. He was determined to change many old habits within the mixed economy. One of these habits was the tax system implemented within the Islamic rules in the Middle East for centuries. The difficulty thereof was that the accounting records were not taxed in the Middle East until that time. As the taxes were levied over the accounting books kept according to the double-entry bookkeeping method after the reform carried out, the founders of the Republic had to affiliate the accounting unit to the Ministry of Finance, which is the tax law. Thus, the field of accounting had to develop based on taxation. However, the double-entry bookkeeping method was disciplined within commercial law. The founders of the Republic continued binding the accounting unit to the tax law throughout the 20th century and the Turkish accounting thought had to develop within the framework of taxation and tax audit.
To sum up, it is understood that both states established in the north and south of the Black Sea in the 1920s had different accounting practices, and not enough examinations thereon were carried out in the history of accounting.
Accounting History Socialist Accounting in Russia Accounting Improving Within the Tax Law in the Republic of Turkey.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 21 |