Modern Batı medeniyetinin temel kodları içerisinde antik Roma’nın şehir ve şehirli anlayışı
önemli bir yer tutmaktadır. Grek polisi ve Roma
civitas’ında ortaya çıkan vatandaşlığa dayalı
şehir devletlerin konumları zamanla kendine
özgü bir ruh ve anlayışa sahip olmuştur. Bu ruh
müstakil bir teoloji ve politik anlayışla sivil tarafı
teşkil ederek, ruhban ve yönetim sınıfarından
ayrı bir konumu her zaman muhafaza etmiştir.
Bu şehirli ruh mitoloji ile toplum yaşantısını bir
araya getiren tiyatro ve opera toplanmaları aracılığı ile kendisini tezahür ettirmiş ve yönetim
erkinden daha fazla pay isteyerek parlamento
kurumsallığına ulaşmıştır. Roma’nın mirasını
Katolik Hıristiyanlık ve aristokrasiler uzun yüzyıllar paylaşmış olsalar da sivil teoloji ve politik
İngiliz Püriten iç savaşından sonra kendi özgün
doğasını Protestan ve gnostik hareketlerle tüm
Avrupa’da göstermiştir. Hobbes Roma sonrası
Avrupa’da yaşanan değişimleri Roma Civitas’ı,
şehir devleti, Commonwealth, Leviathan kavramları çerçevesinde tarihsel bir perspektife
ele almıştır. Sivil politiğin doğası iki yönlüdür.
Bir yönü ile o bir Leviathan iken öte yüzü ile de
civilization’dur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 14 Sayı: 53 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi