Turgut Özal başbakanlık (1983-1989) ve cumhurbaşkanlığı (1989-1993) dönemlerinde askeri vesayet rejimiyle mücadele içerisine girmiştir. Bu vesayet rejimi özellikle dış politika ve anayasa değişiklikleri gibi alanlarda önemli siyasi kararların başlıca belirleyicisinin ordu olduğu bir rejim olmuştur. Özal’ın vesayet düzeni karşısındaki mücadelesinde sivil siyaset adına elde ettiği başarısının nedenlerini tarihsel kurumsalcı literatürün izlek bağımlılığı ve kritik kavşak kavramlarında bulmak mümkündür. 12 Eylül 1980 darbesi Türkiye’nin askeri vesayet düzeni şeklinde süregelen izlek bağımlılığını başta ordu lehine görünse bile sonrasında sivil siyasetin alan kazanmasını mümkün kılacak şekilde ortadan kaldırmıştır. Bu bakımdan 1980 darbesi Türkiye’yi belirsizliğe itecek bir kritik kavşak işlevi görmüştür. Darbe rejiminin ordunun siyasetteki konumunu tahkim etmek için yaptığı 1980 darbesi bu bakımdan darbecilerin niyetinin aksine bir sonuç doğurmuştur. 1980 darbesi sadece sivil kurumları tahrip etmemiş, Türkiye’nin o güne kadar getirdiği birçok kurumsallaşmış norm ve örgütlenme biçimini de ortadan kaldırmıştır. Bu denli yıkıcı bir darbe Türkiye siyaseti için ortada bir izlek bağımlılığı bırakmamış, bir kritik kavşak işlevi görerek Özal’ın sivil siyaset adına atacağı adımlara darbe planlayıcılarının hiç de tahmin edemediği bir imkân sunmuştur. İç siyasette mümkünün sınırlarının büyük oranda genişlediği bu bağlamda Özal 1987 yılına kadar ihtiyatlı ve itidalli, sonraki dönemdeyse oldukça net ve sert bir mücadele içine girmiş ve bu ikinci döneminde Türk demokrasi tarihinde askeri vesayete rağmen muktedir olabilmiş ilk siyasetçi olmuştur.
Turgut Özal Askeri Vesayet Tarihsel Kurumsalcılık İzlek Bağımlılığı Kritik Kavşak
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 15 Sayı: 55 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi