Sosyal ve politik hayatta savaştan etkilenmeyen çok azdır. Fenomenolojik
bir bakış açısıyla ele aldığımızda bu durum bir dizi sorular ortaya çıkarır:
Savaş, kendini yaşam dünyasında en azından “barışta” nasıl gösterir? Nasıl
ve hangi etkiyle yer alır? “Maksatlı bir nesne” olarak düşünüldüğünde- bir
“benim için” ve “bizim için”- nasıl hak iddia edilebilir? Günlük sosyalliği
sağlayan “ben”, “biz” ve “diğer”ini nasıl oluşturur? Hem kendi tarihsel özelinde ve genel yeni bakış açısı önermesinde fenomenolojik çalışma nasıl olabilir? Bu çalışma üç önerme sunuyor. İlki savaşı teorize etmenin zorlukları
ile ilgilidir. Diğerleri, savaşın böyle bir görüşle ilişkilendirilebilecek gerici
vitalizm ya da estetikleşmeyi önleyen yollarla üretken bir güç olarak nasıl
düşünülebileceğiyle alakalıdır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Çevirmenler |
Tuba Yılmaz Bu kişi benim |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 219 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 15 Sayı: 56 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi