Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nde anayasal bir prensip olmanın ötesinde bir anlama sahiptir. Modernleşme/Batılılaşma sürecinin en çetrefilli alanına, din devlet ilişkilerinin düzenlenmesine ilişkin bir ilke olarak laiklik, Türkiye’de dinin kontrol edilmesinde bir vasıta olarak kullanılmıştır. Tek parti dönemi laiklik uygulamaları, laikliğin en sert uygulandığı bir dönemi ifade etmektedir ve tek parti iktidarının sona ermesinden sonra da ilk eleştirilen konuların başında laiklik meselesi ve laikliğin uygulanma problemleri gelmiştir. 1947 yılında görece esnekleştirilme yönünde adım atılan laiklik anlayışı için asıl eleştiriler Demokrat Parti iktidarından sonra başlamış ve günümüzde de hâlâ devam etmektedir. Ali Fuad Başgil, Demokrat Parti’yi iktidara getiren seçimlerin hemen akabinde laiklik üzerine bir dizi köşe yazısı yazmış ve laiklik konusundaki görüşlerini açıklamıştır. Laikliğin temel toplumsal anlaşmazlık noktalarının başında geldiğinin farkında olan Başgil, din devlet ilişkilerinin yeniden düzenlenmesine ve toplum için yararlı bir çözüm bulunmasına katkı sağlamak amacındandır. Başgil’in laiklik konusundaki hassasiyeti ve görüşleri onun din ve vicdan hürriyeti hakkındaki görüşleri ile maneviyatçı kimliği bağlamında ele alınmıştır.
Laiklik Ali Fuad Başgil Din ve Vicdan Hürriyeti Maneviyatçılık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 14 Sayı: 52 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi