15 Temmuz’da FETÖ ve yerli-yabancı işbirlikçileri tarafından gerçekleştirilen darbe ve işgal girişimi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan bu yana maruz kaldığı en büyük güçlük ve travma olmuştur. Başlangıçta, bir dini cemaat olarak zamanın ve ülke koşullarının kendisine sağladığı kolaylıklarla büyüyen FETÖ, sonraları küresel dünyanın da bir realitesi olan Yeni Dini Hareketlere (YDH) özgü niteliklerle donanmış ve McCematleşme süreçleri ile de uluslararası güç merkezlerinin kontrolüne girmiştir. Zaman içerisinde bir yolunu bulup devlete sızan ve kendisine yönelik ‘paralel devlet’ yakıştırması yapılacak düzeyde devlete intisap eden FETÖ, içinde bulunduğu güç zehirlenmesinin etkisiyle kendisini devletin gerçek temsilcisi olarak görmeye başlamış ve seçilmiş iktidarı devirmekten anayasal düzeni ortadan kaldırmaya kadar her yolu deneyen terör faaliyetleri içinde olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 13 Sayı: 49 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi