Bu makalede bir siyasal tasavvur biçimi olarak imperyal tahayyül tartışılacaktır. Herhangi bir uygarlık tarihi veya siyasi tarih kitabını ele aldığımızda karşımıza hep imparatorlukların tarihi çıkar, sonra tarihsel bir kopuşla post-imperyal bir döneme girilir ve imparatorlukların izine bir daha rastlanmaz. Çünkü ani bir sıçramayla birlikte imparatorluklar devrinin kapandığına, modern dünyanın ulus devlet gibi makul ve geçerli tek bir siyasal-toplumsal yapıyı zorunlu kıldığına dair bir dogmaya tutuluruz. Bu post-imperyal dünyayı anlayabilmek uluslararası ilişkiler adında bir disiplinin gelişmesine ve belki de hiç hak etmediği bir saygınlığa erişmesine neden olur. Bu disiplinde dünya adeta bir satranç tahtasıdır. Rasyonel, öz çıkarının bilincinde, özerk ulus devlet aktörlerinin oynadığı bir strateji ve savaş oyunudur bu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ağustos 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 13 Sayı: 48 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi