Takrîben iki sene evvel Fransız ictimâiyâtcılardan John C. Bogle, İstanbul Daru’l-fünûn’unda sosyolojiye müteallik bir konferans vermiş idi. Bogle’nin bu konferansındaki fikirlerinden birisi ile mevzumuz olan İbn Haldun çok samimi bir suretde münâsebetdâr olduğundan o fikri mevzu-ı bahs edeceğiz. Bogle birçok sözler arasında ictimâiyât tarihine temâs ederken Montesqieu’yü sosyolojinin babası ve ve ictimâî muayyenetin müjdecisi addetmiş idi. Bu addediş yalnız Bogle’yi münhasır değildir ictimâiyât ile alâkadâr olanların hepsi bu fikirdedir. Halbuki bize göre bu inhisâr doğru değildir. Çünkü beşeriyetin tarih tefekkürü karşısında böyle bir şey kestiremeyiz. Nitekim on dördüncü asırda bir Arab mütefekkiri Montesqieu’den daha kuvvetli, daha sarih olarak sosyoloji denilen insan ve cemiyet ilminin tahammüllerini ortaya atıyor. Bunun karşısında ilmin, ilmi endişenin tahmil etdiği asil ve hürmetkâr vaziyeti almak lâzımdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Yorum ve Değerlendirme |
Yazarlar | |
Çevirmenler |
Adem Efe Bu kişi benim |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 11 Sayı: 44 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi