Osmanlı kadın modernleşmesinin daha başlarında, Avrupa’da olup da bizde olmayanların listesini daha ziyade kadınlar üzerinden çıkarmıştı Osmanlı münevverleri. Bu yaklaşımın devamını ve ideolojik bir boyut kazanışını, kadın kıyafetlerine dair tartışmalarda, alaturka ile alafranga arasındaki sınırın çizilişinde gözlemlemek mümkündür. Diğer taraftan reel/gündelik hayatta meydana gelen değişiklikler, kadınların modern eğitim kurumlarında eğitim görerek diploma sahibi olması ya da dar gelirli kesimin ekonomik zorunluluklar neticesinde çalışma hayatına dahil olması gibi gelişmelerin de “yeni kadın”ı oluşturan hususlar arasında olduğu unutulmamalıdır. Ama bu alanda genel bir kafa karışıklığı mevcuttur. Ve edebiyata yansıyan “çalışan kadın” profili de bütün alana şamil olan bu kafa karışıklığından nasibini almış görünmektedir. Halbuki sadece Fatma Aliye’nin romanları üzerinden gidildiğinde bile ayakları yere basan, erkeklerin zulmüne boyun eğmemek için kendi hayatını kazanan kadın karakterler, dönemin “yeni kadın” profiline ışık tutan bir özellik arz etmektedir. Bu sebeple bu makalede, kadın modernleşmesi, eğitim hayatı ve onu takip eden kadın sosyalleşmesi (dergiler ve dernekler) üzerinden ele alınmış olmasına rağmen alt sınıfların çalışma hayatına dahil oluşu üzerinden de incelenmeye muhtaç olduğuna dikkat çekilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 11 Sayı: 41-42 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi