Türk modernleşmesi, Osmanlı Devleti’nin 19 yüzyılda Batı karşısında geldiği yeni konum dolayısıyla aydın duyarlılığı ekseninde geliştirilen ‚yeni‛ fikirler manzumesinden oluşan düşünsel temelden hareketle ortaya çıkmıştır. Zaman içinde kendine özgü nitelikleri beliren bu hareket, imparatorluk dönemindeki sentez evresini tamamladıktan sonra Cumhuriyet’le birlikte yeni boyutlar kazanarak ana kaynağı olan Batı modeline yaslanmıştır. Kültürün tarihsel sürece etkisi şeklinde açıklanabilecek süreklilik olgusunun kendisini yeniden hissettirmesiyle bu modele çeşitli açılardan eleştiri ve itirazlar ortaya çıkmıştır. Modern Türk muhafazakâr düşüncesi bunlardan biridir. Adından da anlaşılacağı gibi ‚modernlik‛ içinden hareket eden Türk muhafazakârlığı değişimi reddetmemekle birlikte sınırlı/kontrollü bir yenileşme düşüncesini esas alır. Bu modele içerden yapılan eleştiriler ise Türk muhafazakârlığının liberal versiyonunu oluşturmuştur. Bu ekolün tipik örneklerinden biri de Ali Fuat Başgil’dir. Başgil, Cumhuriyet Devrimiyle yeni açılımlara yönelen Türk modernleşmesini tabii seyri içinde kültürel duyarlılık ve düşünsel tutarlılıkla değerlendirerek Türk toplumunun bu süreçte karşı karşıya kaldığı sorunlara sağlıklı çözüm önerileri sunmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 10 Sayı: 39 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi