Bu makale T.S. Eliot’ın sanat ve gelenek hakkındaki görüşlerini ele almaktadır. Moderniteye karşı geleneği önceleyen Eliot’ın modernizmi sanatsal modernizmdir, bunalım ve belirsizlikten mustarip insanlık durumunu yansıtmak için bir enstrüman olarak kullanılmıştır. Eliot modernizmi, modernite sempatisine değil, eserlerinde kullandığı ve açıkladığı sıradışı tekniklere işaret etmektedir. Ona göre sanat, parçalanmış modern bireye gelenekle bağını restore ederek birlik ve bütünlük duygusu kazandırabilir bunun yanı sıra yaşamına bir anlam katabilir. Çözülen Hıristiyan Batı uygarlığında seküler sanat bunu başaramaz, çünkü kökenleri evrenin merkezine insanı koymuş ve onu bir değer kaynağı yapmış olan hümanizmaya dayanmaktadır. Eliot’a göre, sanatın görevi Tanrı ve kutsalla ilişkinin mümkün olduğunu duyumsatmaktır. Bununla birlikte, Eliot’ın gelenekçiliği, dünün idealize edilmesi ve geçmiş özlemi değildir. Geleneğe bağlı olma, dinamizme ve canlılığa işaret eder ve Eliot’a göre, gerçek özgünlük ancak gelenek içinde kalarak ve onu sürdürerek, onu yeniden üreterek mümkün olabilir. Sanatçının öznel deneyimi ancak evrenseli de yansıtabildiği oranda değer kazanabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 9 Sayı: 33-34 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi