İnsanlar tarih öncesi zamanlardan bugünlere, varoluş tarzlarını çeşitli biçimlerde belirli nesnelere yansıtmışlardır. Bu uzun süreçte insanoğlunun yaratma yeteneğinin yansıdığı nesneler bambaşka biçimlere bürünmüştür. Yine bu süreçte sanat eserlerinin toplumların kültürel gelişimlerine paralel olarak yeniden yapılandırılıyor olmaları, onların belirli bir toplumsal zeminde var olmalarından kaynaklan-maktadır. Bu sebepten dolayı, sanat tarihi bilimi ve sanat sosyolojisi gibi bilimler sanat eserini değerlendirirken, bulunduğu zaman ve mekânın şartlarını göz önüne almak zorundadır. Toplumsal kültür sanatçılar için önemli bir itici güçtür. Sanatçıların eserlerinde ait oldukları kültürü yüceltmeleri ya da yermeleri, onların bu kültürden beslenmekte oldukları gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. İnsanın sanatsal faaliyetlerinin gerçekleştirilebilirliği ‘ortak alan’ın varlığını gerektirmektedir. İnsanlar bu alanda bulunan diğer bireylerle eşgüdümlü eylemde bulundukları sürece dil, karşılıklı bilgi, sanat eserleri ve estetik değerler ortaya çıkabilmektedir.
Sanat estetik yargı karşılıklı bilgi eşgüdümlü eylem insani eşgüdümlü iletişim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 9 Sayı: 33-34 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi