“Tarihçilikte Meslek Ahlâkı veya Ahlâksızlığın Tarihçiliği Meselesi” başlığıyla yazdığımız yazı bizi çok şaşırtan ve biraz da tahminlerimizi haklı çıkardığı için tabiî sevindiren yankılar uyandırdı. Bizi çok şaşırtan tepkilerin başında meslektaşlarımızın “Haklısınız ama yazmasaydınız daha iyi olur-du” veya “Şunu yazmışsınız ama bunu da yazmamışsınız” türünden sözlerle mahallenin namus bekçiliğini sadece bizim üzerimize yıkmalarıydı. “Haklısınız ama” diye söze başlayanlar da bizim ahlâkın veya ahlâksızlığın bir takım oyunu olduğu yolundaki kanaatimize, trajik de olsa, bizi kat’i bir şekilde inandırdı.
Her şeyden önce yazının en güzel neticesi, hiç şüphesiz kabiliyetli bir ya-zarın, Sadık Yalsızuçanlar’ın itirafı ve tövbesi oldu. Artık “hazırlayan” yaftası altında ve usûlsüz bir şekilde başkalarının eserlerini yayınlamayacağını açık yüreklilikle ve cesaretle ilân etti. Bu cesareti gerçekten de tebrike şâyân bir harekettir ve dikkatten kaçmamalıdır. Bizim dünyamızda insanlar yanılmazlar veya bunu açıkça itiraf cesaretini ve medeniliğini çok fazla gösteremezler. Malûm; şark insanı pek yanılmaz ve özür de dilemez.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Yorum ve Değerlendirme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 2 Sayı: 9-10 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi