Bu çalışmanın amacı, ahlak ve dil ilişkisini araştırmak ve bunu hermenötik olarak adlandırdığımız yorumsamacı felsefe çerçevesinde tartışmaktır. Ahlak, ahlak teorilerinin ve meta-etik teorilerin yapmaya çalıştığı biçimiyle rasyonel olarak temellendirilemez. Çünkü, ahlakî akıl yürütme saf akla ya da bilimsel bilmeye değil gelenek ve dile dayanır. Burada sorulması gereken soru şudur: Böyle bir durumda ahlakî iddialar nasıl temellendirilebilir? Daha açık soracak olursak; ahlakî akıl yürütme, saf akıl ya da bilimsel bilmeye başvurmadan sadece gelenek ve dil zemininde temellendirilebilir mi? Ahlakî seçimlerimizi Sokratesçi bir diyalog modeli ile gerekçelendirebiliriz. Bu modelde diyaloğa katılanlar seçimlerini sadece başkalarına değil, aynı zamanda “ruhun kendisiyle diyaloğu" olarak, içsel diyalog sürecinde kendilerine de kanıtlama imkanını elde ederler. Böylece bireyler “Ben”den "Biz"e geçebildikleri ve geleneklerinin dilini kavradıkları ahlakî söylemin bilincine ulaşırlar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 1 Sayı: 3 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi