Genellikle dünyanın siyasal istikrar problemi yaşayan ülkelerinde görülen askeri darbelerden muzdarip olan ülkelerden biri de Türkiye’dir. Askeri vesayetin her dönem kendini
hissettirdiği Türkiye’de, 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 Askeri Darbeleri, askerlerin bir süre yönetimi doğrudan ellerinde tutmaları, yeni anayasalar hazırlamaları, Türk siyaseti ve toplumsal yaşamına yaptıkları derin etkiler nedeniyle önemli tarihsel olaylardır. Bu askeri darbelerin siyasal, ekonomik ve sosyal etkilerinin yanında Türk sineması üzerinde de derin etkileri olmuştur. 27 Mayıs Darbesi, askerler eliyle yapılan 61 Anayasası’nın nispeten liberal özellikler göstermesi nedeniyle -her ne kadar halkoyuyla gelen sivil siyasetçiler idam edilmişse de- sinema alanında olumlu etkiler bırakmıştır. Bu dönemde Türk sinemasında ilk defa çeşitli sinema akımları kendilerini gösterme imkânı bulmuş, toplumsal meseleler sinemada temsil edilmiş, üretilen film, sinemaya giden seyirci, sinema salonu, yapımevi, sinema örgütleri, sinema dergisi ve sinema kulüplerinin sayısında artış meydana gelmiştir. 12 Eylül Darbesi ise, hem öncekine göre daha sınırlı özgürlükler içeren 82 Anayasası’nın ilanından önce hem de sonrasında, sinema örgütlerinin ve sinema kulüplerinin kapatılması, film, seyirci, sinema salonu ve yapımevi sayılarının düşmesine sebep olması, sinema filmlerine, yönetmenlere ve sinema emekçilerine yasaklar getirmesi nedeniyle Türk sineması açısında olumsuz bir dönemi ifade eder. Bu dönemde toplumsal eleştiri temalı filmlerin yerini, daha bireysel konuların ele alındığı arabesk
ve kadın filmleri almıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 16 Sayı: 59 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi