Said Halim Paşa’nın ve iştirak ettiği birikimin neye tekabül ettiğini anlamak için XIX. Yüzyılın ikinci yarısı ile XX. Yüzyılın ilk çeyreğinin yeni düzen arayışlarını ve bu arayışların vasatını açıklığa
kavuşturmak gerekir. Zira o hem bu tartışmalarda taraf olan Osmanlı devletinde dışişleri bakanlığı ve Sadrazamlık yapmış birisidir hem de bu tartışmalara katılan en önemli mecralarından biri olan İslami tecdit düşüncesinin öncü mütefekkirlerindendir.
Paşa’nın içine doğduğu dönemde Müslümanlar sahip oldukları anlayışların, usullerin ve ilimlerin karşı karşıya oldukları yeni dünyanın ihtiyaçlarını karşılamaya, sorunlarını çözmeye yetip yetmeyeceğini tartışıyordu. Paşa’nın risalelerinin bir kısmını Buhranlarımız üst başlığında yayınlaması onun meseleyi bir “kriz” olarak algıladığını göstermektedir. İslam ve Müslümanların tarihi tecrübesine yönelik değerlendirmelerde ayrışmaların yaşandığı bu zeminde Paşa İslam’a ve kendi toplumunun tarihi tecrübesine dayanarak bir çözüm bulunabileceğinde ısrar etmektedir. Ancak bu yaklaşımı onda gelenekçi bir içe kapanmaya dönüşmemiştir. Onun yenilenmeye atfettiği değer ise Batıcı bir çizgiye evrilmeyle sonuçlanmamıştır. Bu sebeple Paşa’nın duruşunu ‘geleneğin muhafızı ve değişimin öznesi olmak’ şeklinde özetleyebiliriz.
Krizin sebeplerini de ayrıntılı bir şekilde çözümleyen Paşa çözüm için İslamlaşmak teklifini yapar. Ona göre İslamlaşmak temellendirilmiş ve tutarlı bir bilgiye dayalı olan inanç üzerine inşa edilmelidir. Bu sebeple varlığın kendi tabiatına muvafık bir şekilde anlaşılması İslamlaşma’nın imkânı için şarttır. Elinizdeki makale, Said Halim Paşa’nın düşüncesini ve bu düşüncenin bağlamında anlaşılabilmesini kendisine odak olarak belirlemiş bulunmaktadır.
Buhranlarımız aydın yabancılaşma terakki gelenek yenilenme İslamlaşmak
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 62 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi