19 ve 20. yüzyıl Osmanlı dünyasının moderniteyi anlamaya, ikame etmeye ve ona uyum sağlamaya çalıştığı bir zaman dilimine işaret eder. Anayasacılık ve parlamentarizm akımları Radikal biçimde batılılaşmayı savunan Osmanlı aydınları arasında hızla yayılırken 1876 Kanun-i Esasisi ile parlamento, siyasi cemiyetler, seçme ve seçilme hakkı gibi demokratik kurumlar mer’i hukukun parçası haline geldi. İşte böyle bir dönemin münevver devlet adamı olan Said Halim Paşa Osmanlı toplumunun karşılaştığı sorunları tespit ediyor ve milli kimliğin muhafazası temelinde alternatif bir çözüm yolu sunuyor. Sunduğu çözüm setinin önemli bir parçası da hayatının son yıllarında kaleme aldığı hükümet sistemi önerisidir. Bu çalışmanın konusunu teşkil eden Said Halim Paşa’nın siyasal sistem tasarımı, başta iktidarın kaynağı ve demokratik meşruiyet olmak üzere pek çok bakımdan modern demokrasilerden ayrışıyor. Onun hükümet sistemi önerisinin genel itibarıyla; İslam hukukuna sıkı sıkıya bağlılık, tek başlı ve etkili bir yürütme organı, hukukçulardan kurulu bir Teşrii Meclisi ve işlevi hükümeti denetlemekle sınırlandırılmış Millet Meclisine dayandığını ifade edebiliriz. Parlamentarizmin yaşadığı krizlere dikkat çeken Said Halim Paşa, Müslümanların sosyal ve kültürel açıdan çok temel farklılıklar taşıdığı Batı ülkelerinden bir siyasi rejim iktibas etmesinin sakıncalarına vurgu yapıyor. Zamanında Avrupa’nın pek çok ülkesinde mutlak monarşinin hâkim olduğu, demokrasilerin genel oya dayanmadığı, neredeyse bütün bir doğu dünyasının sömürge durumuna düştüğü göz önünde alındığında Paşa’nın kuvvetler ayrılığı ve milli iradeye biçtiği misyon dikkate değerdi
Demokrasi teorisi milli egemenlik hükümet sistemleri kuvvetler ayrılığı başkanlık sistemi milli irade.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 62 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi