Din, Osmanlı’da devlet düzenini belirleyen unsurların başında gelmiştir. Din ve devlet iç içe olmuştur.
Devlet ve padişahlık makamının varlığının İslâm üzerinden meşrulaştırılması, padişahın aynı
zamanda halife olması gibi durumlar da bunu göstermektedir. Hanefilik, resmî mezhep statüsünde
olmuş, medreselerde ve mahkemelerde yapılan görevlendirmelerde mezhepsel aidiyet belirleyici
olmuştur. Devletin merkeziyetçi karakteri, dinî sınıf üzerindeki kontrolünde de görülmektedir. Dinî
sınıf bu kontrolün bir karşılığı olarak vergiden muaf tutulmuştu. Bu kontrol sayesinde devlet, kendi
meşruiyetini daha rahat sağlayabiliyordu. Osmanlı’da dinin belirleyici konumu hukukî alanda da
görülmekteydi. Osmanlı hukuku, esas olarak İslâm hukukundan oluşmaktaydı. Ancak İslâm hukuku,
her alanı detaylıca düzenlemiş değildi. Özellikle kamu hukuku alanında devlet başkanına geniş
bir takdir ve düzenleme yetkisi tanınmıştı. Bu da şer’î hukukun yanında örfî hukukun gelişmesine
sebep olmuştu. Şer’î hukuk ve örfî hukuk arasında nasıl bir ilişki olduğunu, örfî hukukun bağımsız
ve sınırsız bir düzenleme yetkisine karşılık gelip gelmediğini belirlemek son derece önemlidir. Bu
alanda yapılan düzenlemelere daha ziyade akıl kaynaklık ediyor; yasama sürecinde dinî sınıfın
işlevi bir denetimden çok meşrulaştırmaya odaklanıyor; bu alandaki bazı düzenlemelerin içeriğinin
İslâm hukukuna uygunluğu konusunda şüpheler bulunuyor olsa da Osmanlı hukuku nihaî tahlilde
İslâm hukukudur.
Osmanlı hukuku İslâm hukuku örfî hukuk şer’î hukuk din-devlet ilişkileri.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Siyasal Hayatı |
Bölüm | Derkenar Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 30 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 20 Sayı: 66 - Türkiye'nin Fikir Dergileri |
Muhafazakar Düşünce Dergisi