Özet:Sermaye piyasaları mali kesim ile reel kesim arasında faiz oranı ve kar oranı göstergelerine bağlı olarak ele alındığında teorik olarak üretimin genişlemesine yol açan önemli bir piyasa biçimi olarak ortaya çıkmaktadır. Faiz oranı hem reel hem de mali kesimin bir göstergesi olarak sermaye piyasalarındaki hisse senedi fıyatları değerlemesinde önemli bir araçtır. Tüm dünyada tek bir faiz oranı ve kar oranı eşitliği varsayımıyla teorik olarak sermaye piyasalarının karlılığı eşitlenme eğilimindedir. Fakat, ülkeler arasındaki reel kesim farklılıkları çok fazla olduğu için, özellikle 1980'ler sonrası Kuzey Güney ülkeleri arasındaki sermaye akımlarının serbestleşmesiyle uygulamada bir çok sorun ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada 1987 borsa krizinden başlayarak dalga dalga gelişen mali kesim kriz yaratma potansiyeli reel kesimle ilişkilendirilerek ele alınmaktadır. Bu çerçevede, Güney ülkeleri sermaye piyasaları da 1990 ve 2000'li yıllarda önemli krizlerle karşılaştı. 1994 ve 2001 Türkiye, 1997 Asya krizi, 1999 Rusya ve Brezilya krizi ve 2002 Arjantin krizi faiz oranı ve kar oranı farklılaşması açısından önemli örnekleri oluşturmuşlardır. Bu çalışmada, belirsizlik, kısa vade ve spekülasyon eğilimleri altında, mali kesim içinde özellikle sermaye piyasalarının çevrimselolarak nasıl işlediği sorgulanarak günümüzün hızlı akışı anlaşılmaya çalışılmaktadır.
Özet:Sermaye piyasaları mali kesim ile reel kesim arasında faiz oranı ve kar
oranı göstergelerine bağlı olarak ele alındığında teorik olarak üretimin
genişlemesine yol açan önemli bir piyasa biçimi olarak ortaya çıkmaktadır. Faiz
oranı hem reel hem de mali kesimin bir göstergesi olarak sermaye piyasalarındaki
hisse senedi fıyatları değerlemesinde önemli bir araçtır. Tüm dünyada tek bir faiz
oranı ve kar oranı eşitliği varsayımıyla teorik olarak sermaye piyasalarının karlılığı
eşitlenme eğilimindedir. Fakat, ülkeler arasındaki reel kesim farklılıkları çok fazla
olduğu için, özellikle 1980'ler sonrası Kuzey Güney ülkeleri arasındaki sermaye
akımlarının serbestleşmesiyle uygulamada bir çok sorun ortaya çıkmıştır. Bu
çalışmada 1987 borsa krizinden başlayarak dalga dalga gelişen mali kesim kriz
yaratma potansiyeli reel kesimle ilişkilendirilerek ele alınmaktadır. Bu çerçevede,
Güney ülkeleri sermaye piyasaları da 1990 ve 2000'li yıllarda önemli krizlerle
karşılaştı. 1994 ve 2001 Türkiye, 1997 Asya krizi, 1999 Rusya ve Brezilya krizi ve
2002 Arjantin krizi faiz oranı ve kar oranı farklılaşması açısından önemli örnekleri
oluşturmuşlardır. Bu çalışmada, belirsizlik, kısa vade ve spekülasyon eğilimleri
altında, mali kesim içinde özellikle sermaye piyasalarının çevrimselolarak nasıl
işlediği sorgulanarak günümüzün hızlı akışı anlaşılmaya çalışılmaktadır.
Reel kesim mali kesim sermaye piyasaları çevrimler ve krizler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Mart 2014 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mart 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 20 Sayı: 1 |
Bu web sitesi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.