Kur’ân, içerik bakımından evrensel kaideleri ihtiva etmiştir. İtikattan muamelata, ceza hukukundan ibadete varıncaya kadar insanların, dini konuda ihtiyaç duydukları konulara genel manada temas etmiştir. Aynı şekilde onların dünya hayatında terakki ve tekâmül edebilmeleri için de neler yapmaları gerektiğini belirtmiştir. İnsanın öncelikli olarak kendisini, çevresini ve kâinatı iyi kavraması adına ona okumayı emretmiştir. Farklı âyetlerinde, bu hususa atıfta bulunmuştur. İnen ilk âyetin “oku” ile başlaması ve ilmin en büyük araçlarından biri olan kaleme yemin edilmesi bu hakikati açık bir şekilde göstermektedir. Ayrıca “oku” emrinin herhangi bir bilim dalıyla kayıtlandırılmaması, dini bilimlerin yanı sıra insanlara faydası dokunan beşerî bilimler ile de meşgul olmanın dini açıdan önemli olduğunu ortaya koymaktadır. İlim kimden gelirse gelsin onu ortaya koyan kişi hangi dine ve inanca mensup olursa olsun bu bilgi, İslâm’a göre değerlidir. Hatta insan dışı varlıklardan gelen faydalı bilgiler de çok kıymetlidirler. İslâm tarihinin farklı dönemlerinde de bu ilkeye riayet edilmiştir. Ancak zenginlik kaynağı olması gereken farklı itikadi ve fıkhi mezhepler, ekoller ve bakış açılarından dolayı, bazı dönemlerde ise bu ilke akamete uğratılmış ve herkes mensubu olduğu mezhebin, ekolün, bilgilerini doğru kabul etmiş bunların dışındakini ise adeta inkâr etmiştir. Bu çalışmada, ilmin evrenselliği üzerinde durulacak ve doğru bilgiyi sadece belirli kitle, grup ve çevreyle sınırlandırmanın, Kur’ân’ın temel ilkesiyle çeliştiği izah edilmeye çalışılacaktır.
The Qur’ān contains universal rules in terms of content. From belief to trading transactions, from criminal law to worship, it touched on issues that people needed in religious matters in general. In the same way, it also stated what they should do for them to progress and evolve in the worldly life. First of all, Qur’ān ordered people to read in order to better understand himself, his environment and the universe. He referred to this issue in different verses. Beginning with the “Read” of the first verse and swearing on the pen, which is one of the greatest tools of knowledge, clearly demonstrates this truth. In addition, the fact that the “Read” command is not limited to any branch of science, so this command reveals that it is religiously important to engage in humanities that benefit people, as well as religious sciences. No matter who the source of knowledge comes from, this knowledge is valuable in Islam, no matter what religion or belief the person who reveals it belongs to. In fact, useful information from non-human beings is also very valuable. However, unfortunately, due to different creeds and legal sects, schools, dispositions, and perspectives, which should be a source of wealth, this principle was broken in some periods, and it was seen that everyone accepted the information coming from the sects, schools and dispositions to which they belonged, and rejected the other ones. In this study, the universality of science will be emphasized, and it will be tried to explain that limiting correct knowledge with only certain groups contradicts the basic principle of the Qur’ān.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 16 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dergisi Mütefekkir, her yılın 15 Haziran ve 15 Aralık tarihlerinde olmak üzere basılı ve online olarak yayınlanan, uluslararası akademik ve hakemli bir dergidir.