Atık kâğıt işçileri yıllardır sağlık ve eğitim hakkı gibi temel insan haklarından mahrum olmasının yanı sıra yoksulluk ve çalışma koşullarından kaynaklı görünüşleri sebebiyle toplumsal dışlanmaya da maruz kalmaktadır. Dahası, egemenlerin çıkarlarını koruyan anaakım medya içeriklerinde (çevrimiçi veya kitle iletişim aracı fark etmeksizin) atık kâğıt işçilerinin mücadeleleri birer gösteri malzemesine dönüştürülerek tüketime sunulmaktadır. Dolayısıyla ne sokakta ne diğer kamusal alanlarda kendine bir görünürlük alanı açabilen atık kâğıt işçileri, sosyal medya aracılı bir öz temsil oluşturmaya çalışmaktadır. Bu temsilin kurumsallaşmış görünümü ise 2013 yılında kurulan Geri Dönüşüm İşçileri Derneği ve bu derneğin sosyal medya hesaplarıdır. Çöp konteynırları veya çöp yığıntılarında çalışan atık kâğıt işçileri hem COVID-19 kaynaklı hastalık riski hem de 2020 yılında uygulanan sokağa çıkma yasakları/kısıtlamaları sebebiyle günlük gelirlerini elde edemeyerek yaşamsal bir tehditle karşılaşmıştır. Bu çalışma, sokağa çıkma yasaklarında çalışmaya devam edemedikleri için kamuoyu oluşturmaya çalışan atık kâğıt işçilerinin sosyal medyadaki öz temsilini tartışmayı amaçlamaktadır. Toplumda öteki olanların sosyal medya kullanarak toplumsal görünürlük kazanma çabalarını anlamak bakımından önem taşıyan bu araştırma @atikkagit Twitter hesabından sokağa çıkma kısıtlaması süresince paylaşılan fotoğraf içerikleriyle sınırlandırılmakta ve çalışmada göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılmaktadır. Araştırma bulgularına göre COVID-19 salgınına bağlı acil durumda atık kâğıt işçilerinin öz temsili işçi hareketinden çok yoksulluk ve yardım duyurusu etrafında gerçekleşmektedir.
Waste pickers have been excluded from society because of their appearance due to working conditions and poverty, as well as being deprived of fundamental human rights such as the right to health and the right to education. Moreover, the advocacy of the waste pickers is presented as a spectacle in the mainstream media content (whether online or in the mass media) that protects the interests of the dominant ideology. Therefore, waste pickers, who are neither visible on the street nor in other public spaces, try to construct a self-representation through social media. The institutional form of this self-representation is the Recycling Workers Association, which was established in 2013, and the social media accounts of this association. Waste pickers looking for recyclable materials in dumpsters or working in waste yards faced a vital threat by not being able to earn their daily income due to both the risk of disease caused by COVID-19 and the curfews/restrictions in 2020. This study aims to discuss the self-representation of waste pickers, who strove at moulding public opinion during the curfews, on social media. This study is important in terms of understanding the efforts of others to gain visibility in society by using social media. The study is limited to the content shared on the @atikkagit Twitter account during the curfew, and the semiotic analysis method is used in the study. According to the research findings, the self-representation of waste pickers in an emergency due to the COVID-19 epidemic is seen within the framework of poverty and social aid rather than a struggle for rights.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 10 Sayı: 1 |
Nişantaşı Üniversitesi kurumsal yayınıdır.