Klasik iktisat öğretisinde ekonomi politikaları pozitif ve normatif olarak sınıflandırılır. Pozitif ekonomi kar, zarar, maliyet, gelir, gider gibi girdi ve çıktı hesabına dayalı salt ekonomik saiklere göre izlenen iktisat politikalarını temel alırken, buna karşılık normatif ekonomi bakış açısı etik, inanç, sosyokültürel değerlerin iktisadi karar alma süreçlerindeki etkisini ele alır. Ayrıca ekonomik kararlar gerçekçilik ve isabetlilik derecelerine göre uygulanabilirlik kazanmaktadır. Bu çerçevede bakıldığında iktisat politikaları nihai olarak kıt kaynakların sonsuz ihtiyaçlar karşısında mevcut veriler ışığında doğru ve etkili bir şekilde değerlendirmesini esas alır. İktisat politikaları aynı zamanda karar vericilerin aldıkları kararların etik ve siyasi sonuçlarını da dikkate almasını gerektirmektedir. Nitekim iktisat tarihi boyunca iktisat teorileri kıt kaynak yönetiminde etkin bir role sahip politik süreçlerde ileri sürdükleri teorilerle yön vermeye çalışmıştır. Smith, Marx, Keynes ve bunların ekseninde yer alan sosyal bilimciler bu açıdan yaptıkları çalışmalarda doğrudan politik karar vericilere bir ülke, toplum veya şirketin ekonomik kaynak yaratma ve yönetmede nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini çeşitli çalışmalarla formüle etmişlerdir. Bu çerçevede Smith liberal bir politikayı önerirken, Marx devletin işçi sınıfı eliyle kontrol ettiği merkezi bir iktisadi sistemi savunmuştur. İşte bu çalışma iktisat politikalarının siyaset ve yönetim üzerindeki etkilerini ekonomik ve ahlaki değerlere göre analiz etmektedir.
In classical economics, economic policies are classified as positive and normative. While positive economics is based on economic policies that are followed according to purely economic motives based on input and output calculations such as profit, loss, cost, income, and expense, the normative economics perspective addresses the impact of ethics, beliefs, and sociocultural values on economic decision-making processes. In addition, economic decisions gain applicability according to their levels of realism and accuracy. When viewed within this framework, economic policies are ultimately based on the accurate and effective evaluation of scarce resources against endless needs in the light of available data. Economic policies also require decision-makers to consider the ethical and political consequences of the decisions they make. Indeed, throughout the history of economics, economic theories have tried to guide political processes that play an active role in scarce resource management with the theories they put forward. Smith, Marx, Keynes, and social scientists who follow them have formulated in various studies how a country, society, or company should follow in creating and managing economic resources. In this context, while Smith proposed a liberal policy, Marx defended a centralized economic system controlled by the working class. This study analyzes the effects of economic policies on politics and administration according to economic and moral values.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Karşılaştırmalı Ekonomik Sistemler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 12 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 12 Sayı: Özel Sayı |
Nişantaşı Üniversitesi kurumsal yayınıdır.