İşçi sınıfının beyaz perdedeki hikâyesi ile sinemanın hikâyesi aynı tarihsel momenti paylaşır. Lumière kardeşlerin kendi fotoğraf fabrikalarında kaydettikleri ilk film görüntülerinde (İşçiler Lumière Fabrikasını Terkediyor, 1895) yer alan işçiler hem sinematografı üreten emekçiler hem de filmin ve sinema tarihinin ilk oyuncularıdır. Bu bakımdan işçi sınıfının İşçiler Lumière Fabrikasını Terkediyor filminde yer alan kendi imgelerini kendilerinin ürettikleri söylenebilir. Aristoteles’in ortaya koyduğu üzere her türden imge üretimi ise toplumsal bir işlevi yerine getirmektedir. Sanatın toplumsal bir işlevi yerine getirmesi gerektiği anlayışı ise 1920’lerde Konstrüktivizm akımını doğurmuştur. Bu çalışmanın amacı Eisenstein’ın Grev filminden hareketle işçi sınıfı imgesinin filmde ne şekilde kullanıldığını inceleyerek işçi sinemasındaki biçimsel özellikleri tartıştırmak amacıyla ortaya koymaktır. Bu sayede işçi sınıfının politik çıkarlarını ön plana taşıyan bir işçi sınıfı film biçiminin nasıl olması gerektiği sorusu cevaplanabilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 2 |