Sürdürülemez bir sistem içine kendini hapseden insanın hayat tarzını sorgulama zamanının geldiği Covid- 19 salgını ile gözler önüne serilmiştir. Sistemin sorgulanması, onun değişmesi için atılan ilk adım olmakla birlikte bir süreçtir ve zihinde başlamaktadır. İnsanın sistem içerisindeki yerine ve yaşam tarzına yapacağı öz eleştiri başladığında ekolojik düşünce, sistem içerisinde önemli bir yer tutar. Bu noktada insanlar ve diğer tüm canlılar için ‘İdeal sistem nasıl olmalıdır?’ normatif sorusu karşımıza çıkmaktadır. Ekolojik düşünceler yaşadığımız ve yaşamaya değer sistem önerileri sunduğu için incelemeye değerdir. Ekolojik düşüncenin tartışılması bilimsel bilginin sorgulanmasına veAydınlanma Dönemi yaklaşımlarına kadar geriye götürülebilir. Bu tarihi geri dönüşte en çok dikkat çeken durumlardan biri eşitsizliktir. Eşitsizlik çok boyutlu bir kavram olmakla birlikte bu yazıda cinsiyet temelinde ele alınmıştır. Ekofeminist görüşe göre doğal dengenin erkek egemenliği altında tahrip edilmesiyle kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin derinleştiği görülmektedir. Sürdürülebilir bir dünya sistemi için insanlara rehber olacak çok sayıda ekolojik görüş olmasına rağmen bunlardan kadını ve doğayı bütünleştirmesi açısından sıyrılarak öne çıkan ekofeminizm bu yazının temelini oluşturmaktadır. Güncel sorunların algılanmasında ve çözümünde önemli mesajlar vermesi ile birlikte günümüzde özellikle Türkiye’de yaygın bir görüş olmaması da bu yazının ele alınma sebeplerindendir. Net bir ifadeyle yazının amacı ekofeminizmi geniş kapsamlı bir bağlamda incelemektir. Bu amaçla kavramın ortaya çıkışı ve gelişimi incelendikten sonra temel argümanları, temsilcileri, diğer ekolojik görüşlerden farkları, maruz kaldığı eleştiriler ve son olarak da güncel küresel problemlere çözümündeki bakış açısı açıklanacaktır ve bu yaklaşımı günlük hayatının merkezine alarak yaşayan bireylerden örneklerle konu pekiştirilecektir. Çalışma literatür taraması yapılarak oluşturulmuştur. Çalışmanın önemli bulgularından biri ekofeminizmin çok sesli yapısından doğan görüş ayrılıklarının, bu görüşün pratik hayata yansımasını zorlaştırmasıdır. Bir diğeri ise, mevcut ekonomik ve sosyal sistemde bu görüşün gerçekçi algılanmamasıdır. Ancak uzun vadeli bir değişim sürecinde ekofeminizm kadın ve çevre hareketini destekleyerek hem kadın hem çevre için sürdürülebilir ve adaletli bir sistem tasarımı sunmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim Çalışmaları, İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 2 Sayı: 1 |