Spekülatif kurgunun en üretken yazarlarından biri olan James Graham Ballard, ‘mekân’ kavramını eserlerinin aktif bir parçası olarak kullanır. Özellikle 20. yüzyıl kentsel mekânı, yazarın distopik kurgusunun önemli bir bölümüne ilham kaynağı olmuştur. İnşa edilmiş çevrede saklı ihtimallerden geleceğe yönelik çeşitli çıkarımlar yapan yazar, eserlerinde insan doğasının tehlikeli alanlarını keşfeder. Ballard’ın Concrete Island (1974) adlı romanı, insan coğrafyasını giderek insansızlaştıran otoyolların bir eleştirisini sunar. Bu çalışma, Concrete Island romanını Marc Augé’nin “yok-yerler” ve Julia Kristeva’nın “iğrenç” kavramları aracılığıyla incelemektedir. Çalışma, Concrete Island’da burjuva öznelliğinin yaşadığı krizin kentlerde giderek çoğalmakta olan yok-yerlerden kaynaklandığını iddia eder. Bu iddiayı temellendirmek için, çalışma ilk olarak romanın yok-yerlerin özelliklerini nasıl yansıttığı ve bu özelliklerin kentlerin kamusal alanına ne gibi zararlar verdiği üzerinde durur. Bu tartışma, aynı zamanda medeniyetin tam ortasında Maitland’ın bir trafik adasında absürt bir şekilde mahsur kalmasının mantıklı bir açıklamasını sunmayı amaçlar. Devamında ise bu inceleme, burjuva öznelliğinin oluşumu için dışlanması bir ön koşul olan kentlerin iğrenç mekânlarını kapsayacak şekilde genişletilmektedir. Çalışmanın bu kısmı, ana karakterin burjuva öznelliğini yeniden kazanma ve bu öznelliği terk etme eğilimleri arasındaki tereddütlerini ele alır. Çalışma, iğrenç kavramını kuramsal bir araç olarak kullanarak, Jane ve Proctor’ın simgesel düzenin kırılganlığına nasıl işaret ettikleri ve Maitland’ın iğrenç ile nihai özdeşleşmesini vurgular.
James Graham Ballard, one of the prolific authors of speculative fiction, uses ‘space’ as an active part of his works. Especially, the urban space in the 20th century fuels a great deal of his dystopian fiction. Extrapolating the possibilities hidden in the built environment, he carries out an exploration of dangerous terrains in human nature in his works. Ballard’s Concrete Island (1974) presents a critique of the motorways that gradually render human geography into an inhuman one. This paper examines Concrete Island through Marc Augé’s concept of “non-places” and Julia Kristeva’s notion of “abject”. This study argues that the crisis in bourgeios subjectivity is caused by the ongoing diffusion of non-places in the cities in Concrete Island. To prove this argument, the paper discusses how the novel reflects the features of non-places and in what ways these qualities inflict damage on public spaces of the cities. This discussion also aims to provide a logical explanation of Maitland’s absurd marooning on a traffic island in the midst of civilization. Subsequently, the examination is extended to abject spaces of the cities whose expulsion is a necessary precondition of bourgeois subjectivity. This part focuses on the oscillating tendencies of the protagonist between the restoration of bourgeois subjectivity and resignation from it. Using abject as a theoretical tool, the study highlights how Jane and Proctor function as reminders of symbolic order and Maitland’s final identification with abject.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Edebiyat Sosyolojisi, Kent Sosyolojisi ve Toplum Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 14 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 14 |
.